Biliyorum kafanız karıştı…
Bir yandan neler olup bitiğini anlamaya çalışıyorsunuz, diğer yandan da doğruları öğrenmenizi engelleyip olayları ters yüz etmeyi beceren çok sayıda medyadan da etkilenmemeye dikkat ediyorsunuz…
İşiniz gerçekten zor…
Çünkü bugün
Gerek çözüm…
Demokrasi…
İnsan hakları gibi son günlerde sıkça kullanılan ve genelde de insana hoş gelen taleplerin önemli bir kısmının toplumu aldatmak amacıyla bile kullanılabileceğini ve ayrıca tüm bunların büyük bir planın parçaları olabileceğini de asla yadsımamak gerekiyor…
Dolayısıyla doğruyla yanlışı ayırt etmek son derece önemli…
Bakın birileri ülkede olup biten tüm her şeye rağmen ısrarla çözüm edebiyatı yapmaktadırlar…
Peki, çözülen ne?
Hangi konuda en küçük bir ilerleme kaydedildi?
Aslında tüm bu lafazanlıklarla iş nereye kadar geldi biliyor musunuz?
PKK, bir süre öncesine kadar dağlarda faaliyet gösteren, kentlere sadece baskınlar için gelebilen bir örgütken…
Yani şehirlerde yerleşik bir güç değilken, bugün artık Güneydoğuda büyük kentlerin belediyesini yönetir ve asayişini bile sağlar hale gelebilmişse…
Geldiği nokta ortada değil mi?
Çok değil, daha birkaç gün önce bile, PKK Şırnak kent merkezinde silahlı yürüyüş yapıp…
Diyarbakır’da kahvelerde kimlik kontrolü yapmadımı?
Sonuçta ne oldu?
Doğrusunu isterseniz hiçbir şey…
Açıkça söylemek gerekirse, memleketin Güneydoğusu tamamen PKK’nın denetimine bırakılmış durumda…
Hepsi bu kadar mı?
Değil elbette
Bakın ülkenin dört bir bucağındaki devlet kurumlarından Türkiye Cumhuriyetinin kısaltması olan TC harfleri bir biri ardına kaldırılıyor…
Valiliklerle başlayan bu uygulama, ardından bankalara, sonra çeşitli bakanlıklara…
Son olarak da TCDD’ye kadar geldi…
Şimdiki adı sadece Ankara Garı olan ilgili kurumu yönetenlerin TC’yi kaldırmaları akla sadece iki neden getirmektedir…
Birincisi; ya bu yöneticiler federasyonlara ayrıldığımızda Ankara’nın başka bir devletin sınırları içinde kalacağına kesin gözüyle bakıyorlar…
İkincisi de demir yollarımız Osmanlıdaki gibi çoktan yabancılara peşkeş çekilmiş de bizim haberimiz yok…
Bunlardan hangisi adına yapılırsa yapılsın durum vahim ve ihanetle eş anlamlıdır…
Aslında bu TC’yi kaldırma çalışmasını, yerleşim yeri isimlerinin eskiye döndürülmesinden çok da uzak düşünmemek gerekiyor…
Yerleşim yerlerine şimdi hangi isimler konuluyor…
O bölgede yaşayan etnik kimliğin koyduğu isimler değil mi?
Özerklik düşünülmese, neden eski etnik isimler geri konulsun ki, mantığı var mı?
Peki, tüm bunlar yapılırken neden ısrarla din devletine dönüştürülmeye çalışılıyoruz dersiniz…
Bilindiği gibi federatif yani çok kimlikli bir hale gelinebilmesi için öncelikle ulus devletin ve ulus bilincinin yok edilmesi gerekiyor. Biliniyor ki bunun da tek yolu toplumu dinselleştirmekten geçmektedir…
Doğrusunu isterseniz ülkemizdeki İslamcıların son karikatür olayındaki tutumları bile bunu doğrulamaktadır…
Sen ABD’nin Irak, Afganistan ve Suriye’deki katliamlarına çıt çıkarma…
Ülkemizin parçalanma tehlikesini bile görmezden gel…
Söz konusu bir karikatür olunca eylem yap…
Durum gayet açık, başka söze gerek var mı?
29–01–2015
|