Seçim mevsimi açıldı.
İstifa iklimi başladı ve bitti.
Ülkeyi yönetmeye talip olan binlerce bürokrat, memur, oda yöneticisi görevinden istifa ederek, kendisini bir yerlere getireceğini düşündüğü partiden aday olmaya soyundu.
Çoğu da seçilemeyeceğini bildiği halde.
Peki, neden istifa ettiler?
Kimi, aday olduğu parti seçimi kazandığında bir yerlere gelmek için kimi de “bakın benim konumum iyi ama daha etkili ve yetkili yerlere gelmek istiyorum” mesajı vermek için…
Şimdiye dek böyle olmadı mı?
Bu bir demokrasi sorunudur.
Adam olmak, dürüst adam olmak, iyi adam olmak yetmiyor.
Şef, müdürlük peşinde.
Müdür, genel müdürlük peşinde.
Genel müdür, müsteşarlık peşinde.
Dürüst ve namuslu bir biçimde, gerçekten devleti yönetmek için soyunan birine rastlamak pek olası değil.
Üstelik seçim harcamaları için biraz dünyalık gerek.
Demek ki bu istifa edenler, dünyalıklarını doğrultmuşlar.
Yoksa allamel cihan olsalar, para harcamadan seçilemeyeceklerini çok iyi bilirler.
Ve üstelik birilerinin icazetini almadan, ağızlarıyla kuş kapsalar boş.
Peki neden?
İşte bu sorunun yanıtını seçmen verecek.
Eğer seçmen, aklını, vicdanını kullanarak, ülkesinin geleceği için kaygılanıyor ve kullanacağı oya namusu olarak bakıyorsa, önümüzdeki seçimler çok şeyi değiştirecek.
4 – 5 yılda bir adam yerine konup, “sandığa gel” sesine gidiyor ve kendisini yok sayan sömürü düzeninin sürmesini istiyorsa, bu da onun bileceği iş.
Yıllardır bir demokrasi sorunu yaşıyoruz.
Gelen demokrasi diye haykırıyor giden bu nasıl demokrasi diye gidiyor.
Çünkü toplum demokrasi ile bir türlü tanışamadı.
Her şey demokrasi diye yutturuldu.
Gerçek demokrasinin ne olduğunu bilen aydınlar ve bilim adamları da suskun kaldı.
Daha doğrusu korkutularak pusturuldu.
Dört ay sonra seçim var.
Hadi bakalım, kolay gele…
|