Gaziantep, ülkenin 6. Büyük kenti.
Sanayi ve ticaret kenti.
Gaziantep sanayisi dillere destan.
Hemen hemen her ay çeşitli fuarlarla vitrin açılır, kentin sanayicisi, çeşitli ülkelerden gelen iş adamlarıyla ticari bağlantılar yaparlar.
Ancak son yıllarda Gaziantep sanayicileri, - aslında kökeni belli de olan - sıkıntı içindeler.
Alacağını almakta zorlanan sanayiciler, verecekleri konusunda da dara düşmüş durumdalar.
2015 yılının ilk ayından bu yana, Gaziantep Organize Sanayi bölgesinde çeşitli fabrikalarda çalışan işçiler sıkıntıda.
Nasıl bir sıkıntı bu?
Ya işlerine son veriliyor ya da ücretsiz izine ayrılmaları isteniyor.
Oysa o iş yerleri, hep işine son verilen çalışanlarının sırtında değil miydi?
Evet, öyleydi.
Bir sanayi kuruluşunun top atmasının nedeni, çalışan işçiler olabilir mi?
Bana göre olamaz.
Ancak nedense fatura hep işçiye kesiliyor.
Bu güne kadar Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’ndeki işyerlerinden çıkarılan işçi sayısı, kimine göre 5 bin kimine göre 10 bin kimine göre de 20 bin.
Sayı kaç olursa olsun, bu kış gününde, işinden olan ve asgari ücretle çalışan işçi ne yapabilir.
Dirense, karşısında polis var.
Çalışsa, hakkını alamıyor.
Gaziantep sanayicilerinin çoğunda bir sıkıntı var.
Bu konuda kimseler konuşmuyor.
Ne Sanayi Odası ne Organize Sanayi Bölge Başkanı ne bu kentin “git bizim haklarımızı savun” diye Ankara’ya gönderdiği milletvekilleri…
Sendika derseniz zaten yok.
Varsa da sarı sendika.
Bir anda işsiz kalan bunca işçi, yarın sokaklara, meydanlara dökülürse suç kimin olacak?
İşçi işine, alacağı aylığına güvenmiş, taksitle ev almış.
Şimdi bu taksitleri TOKİ mi üstlenecek?
Birileri çıkıp doğruları hem de inandırıcı doğruları konuşmalıdır.
Bu doğruları konuşacaklar artık bankacılar mı olur, Sanayi Odası mı olur, Organize Sanayi Bölge Başkanı mı olur, memleketin sahibi geçinenler mi olur, Ankara mı olur, yoksa ülkeyi yönetmeye hevesli partiler mi olur?
Kim olursa olsun ama birilerinin çıkıp konuşması ve hem çalışanı hem de çalıştıranı rahatlatması gerekmektedir.
Bu konuda geç bile kalınmıştır…
|