Yabancı parayla alaverem olmadı.
Türk lirasından kaçış olduğu dönemlerde bile ben bizim liradan şaşmadım.
Zaten yabancı paraya yatırıp bekletecek yüklü param da olmadı ya!
Olsaydı yine de kendi paramızdan şaşmazdım.
Amerikan Doları son günlerde hızlı iniş çıkışlar yaşıyor.
Amerika’da bulunan muhterem başbakan, ta oralardan yüreğimize su serpti; “Her türlü tedbir gerektiğinde alınır…”
Demek ki daha gerekmiyormuş.
Ya da ben öyle anladım.
Bir başbakan, hem de doların ülkesinde çıkıp böyle konuşuyorsa, bir bildiği vardır mutlak…
Ekonomi bakanı da durumu “spekülatif” gördüğünü açıklamadı mı?
Bilim ve Teknoloji Bakanı, “doların artışı vatandaşı etkilemiyor” demedi mi?
Demek ki ekonomide korkulacak bir şey yokmuş…
Cumhurbaşkanı bu konuda sözünü hiç esirgemiyor.
“Son gelişmeler parite konusu” diyor, ardından da “dolara aşırı derecede yatırım yapanlar yaya kalabilirler” deyiveriyor.
Dolar, yaramaz çocuk gibi yine yerinde durmuyor.
O konuştukça dolar bir çıkıyor bir iniyor.
Bu konuda söz sahibi olan Bakan Babacan hiç konuşmuyor.
x
Politika galiba marazi bir tutku.
Son günlerde, bir önceki cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün politikaya dönüp dönmeyeceği tartışılmaya başlandı.
Parti içinde memnun olanlar var, tedirgin olup kaygılananlar var.
Özellikle de Bülent Arınç, kırk dereden su getirerek, 7 haziran seçimlerinden sonra başbakanın Davutoğlu olacağına vurgu yapıyor.
Yani Gül’ün, önümüzdeki seçimlerde milletvekili adayı olmasından yana değil.
Seçimden sonra ne isterse yapsın havasında.
Ve seçim öncesi Kabataş yine gündeme sokuşturuldu.
Bülent Arınç’a suikast fos çıktı.
Balyoz, Ergenekon fos çıktı.
Sümeyye’ye suikast fos çıktı.
İktidara darbe fos çıktı.
Bunlar hep fos çıktı ama hala bu foslara sığınan, bu foslardan medet uman bir anlayış var.
Genel seçim öncesi daha neler göreceğimiz de belli değil.
Çarşı – pazarı hesaba katmadan, ekonomimiz “yükselen” duruma gelirken, böyle şeylerle uğraşmanın alemi var mı?
|