Karavana, buğday çorbası ve üzüm hoşafı…
Bir Anzak askerinin, annesine yazdığı mektupta, “Türkler de insandı” diye yazması, ona Türklerin nasıl anlatıldığının kanıtı değil mi?
Ve Cumhurbaşkanı törende yoktu ama bir gün öncesinden “o zafer Hatice anaların sayesinde kazanıldı” dedi ve günün mana ve ehemmiyetini göz önüne alarak, 400 milletvekili istedi.
Ne demekse…
Mustafa kemal Atatürk’ün adı, suçmuş gibi kullanılmadı.
x
Yıl 1915.
Yurdun çeşitli yörelerindeki liseler, o yıl mezun vermediler.
15 – 16 yaşındaki çocuklar, vatan sevgisiyle Çanakkale’ye koşmuştu.
Ve hiç biri geri dönmedi.
“Hey onbeşli onbeşli…”
Yıl 2015.
Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılı.
Ancak protokol kutlayabiliyor.
Necip halkımıza kapalı…
Halk için önlem, önlem, önlem.
Kim kimden korkuyor ya da kimler kimlerden korunuyor belli değil.
“Çanakkale içinde vurdular beni.”
x
Çanakkale Zaferi’nin 100. Yılında konuşmaması gerekenler bol bol konuştu.
Çünkü konuşması gerekenlerden kimse kalmamıştı.
Ve Koca Seyit Onbaşı’nın kemikleri bir kez daha sızladı.
Hem de 270 kiloluk top mermisini sırtladığında sızlamadığı kadar.
x
Trakyalı Süleyman oğlu Davut, Tuncelili Hamo oğlu Mehmet, Mersinli Hasan oğlu Salih, Trabzonlu Dursun oğlu Temel, Kilisli Hüseyin oğlu Murat, İzmirli Arif oğlu Mustafa Ali, çoook uzaklardan gelen Anzak’larla birlikte Çanakkale’de yatıyorlar.
“Gençliğim eyvah…”
Bize gelince; biz hala kim olduğunu, kim olduğumuzu bilmeden birbirimizle kavgalıyız.
Hat – mi kelam…
x
Son söz; Çanakkale Zaferinin 100. yılında, yüce mecliste domuz gribine karşı alarm verildi.
Ve iktidar partisinin mekanları dezenfekte edildi.
Muhaliflerin mekanları es geçildi…
|