Süreç süreç barış diye diye barıştan her gün uzaklaşıyoruz.
Dünyanın ağaları barıştan yana değiller.
Hele de Ortadoğu’da…
Cennet ülkemizin çevresine, göz ucuyla da olsa şöyle bir bakıverin.
Beş yıl öncesine kadar dostumuz olan Suriye’den başlayın bakmaya.
Fenerbahçe Futbol Takımını Halap’e götürüp dostça top koşturmuştuk.
İki ülkenin yöneticileri, Ege’de aile boyu tatile çıkmışlardı.
Ortak bakanlar kurulunu Gaziantep’te toplamışlardı.
Karşılıklı vizeleri kaldırdıktan sonra Suriye Gaziantep’te konsolosluk bile açmıştı.
İşte bu tür dostluk gösterileri, dünya ağalarının hoşuna gitmedi.
Bize bir gaz verdiler, kendileri çekildiler.
Düşmanlık, sıkıntı, sığınmacı bize düştü.
O dünya ağaları şimdilerde Esat ile ballı börekli oldular, biz hala düşman kardeşliği sürdürüyoruz.
Öteki komşu ülke Irak’a demokrasi getirmeye kalktılar.
Getirdiklerini vehmettiler.
Milyonlarca ölüden ve demokrasi geldikten(!) sonra, Irak’ta mavi gözlü, sarışın çocuklar doğmaya başladı.
Getirdikleri demokrasi, Irak’ta yeni bir kuşak oluşturmuştu.
Diğer komşu ülkeler Ermenistan’a, Yunanistan’a değinmeyeyim isterseniz.
Çünkü aramız hiç düzelmedi.
Düzelmesi istenmiyordu…
Kuzey Suriye’deki kendi toprağımızın içinde bulunan türbeyi kaçırmamızı da bir kahramanlık başarısı olarak sunmaya kalktık.
Şimdilerde Arabistan Yarımadası’nın güney ucunda, Yemen’de büyük bir kargaşa var.
On Arap ülkesi birleşerek uçaklarıyla, askerleriyle, tanklarıyla, toplarıyla saldırıyorlar.
Biz de bu saldırıdan yana olduğumuzu açıkladık dünyaya.
Yani mağdurun değil, savaşın yanında olduk.
Bu tavrımız, yine yakın komşumuz olan İran’ın hoşuna gitmedi.
İlişkiler gerilmeye başladı.
Sonuç olarak; dünya ağalarının Ortadoğu’da istedikleri oluyor.
Bu arada biz, Kırkayak Parkı’nın betonlaşması, Kamil Ocak Stadyumu’nun boşalacak alanının ne olacağı, kent içi trafiğin nasıl düzeleceği konularıyla cebelleşirken, atılan savaş çığlıklarını duymuyoruz bile.
Hele şu 7 haziran geçsin, 8 haziranda görüşürüz.
Bakalım Mevla neler eyler?...
|