Dünyanın…
Elleri Irak, Suriye, Afgan halkının kanlarına bulanmış…
Emperyalistlerinin parlamentolarından birbiri ardına Türkiye’yi Ermeni Soykırımı’yla suçlayan kararlar çıktıkça, bizdekilerin bir zil takıp oynamadıkları kalıyor…
O kadar mutlu oluyorlar ki…
Hiç düşünmüyorlar…
Akıllarına da…
Bu konuda ayrıntılı herhangi bir bilgileri olmamalarına karşın pek çok batı ülkesi parlamentosunun nasıl peş peşe kararlar alabildiği…
Parlamentoların bu konuda hangi bilgilerden hareket ettiği…
Bir ulusun suçlanması için parlamentolarda yapılan parmak hesabı oylamanın yeterli olup olmadığı asla gelmiyor…
Doğrusunu isterseniz bu konuda herhangi bir kanıtın olup olmaması da onlar için çok önemli değildir…
Bakın
Ermenistan’ın ilk başbakanı Kaçaznuni ne diyor…
“Türkiye soykırım yapmadı.”
“Biz emperyalistlerin aleti olduk.”
Ama bu açıklama beylere yetmiyor…
O yıllarda bu olaylardan sorumlu görünen bir kısım Türk yetkilinin Malta’ya götürülüp İngiliz kraliyet mahkemelerinde yargılanıp aklanması da bu beyleri ikna etmek için geçerli olmuyor…
Ama efendiler kafalarına koymuşlar…
Hiçbir kanıt olmasa da Türkiye’yi mahkûm ettirecekler…
Çünkü amaç başka…
Aslına bakarsanız bu konu tarih sahnesine ilk olarak 1878 3 Mart’ında Ruslarla imzalanan Aya Stefenos anlaşmasıyla çıkıyor…
Onun ardından da 13 Temmuz 1878 tarihinde o dönemin Almanya, İtalya, İngiltere ve Rusya’sıyla imzalanan Berlin anlaşmasıyla…
Her iki anlaşmanın da en önemli yanlarından biri Ermeniler yararına ıslahat istenmesi…
Bu günkü dille söylersek de açılım…
Anlayacağınız iş sadece 1915’e değil çok daha eskilere dayanıyor…
İşte bu Berlin Anlaşmasının 61.maddesine göre Osmanlı…
Ermenilerin yaşadığı Vilayet-i Sitte denilen 6 vilayette (Erzurum, Van, Elazığ, Diyarbakır, Sivas ve Bitlis) Ermeniler yararına bir dizi reform yapmayı da kabul ediyor…
Burada asıl amaç özerklik oluşturmak ama…
Bu vilayetlerdeki nüfusları itibarıyla çoğunluk olunamayacağı düşünülüp erteleniyor ama yine de…
Dönemin Ermeni Milliyetçilerinin bu altı vilayeti “BatıErmenistan” olarak tanımlamasına engel olunamıyor…
Bu “Batı Ermenistan” kavramı da sadece o dönemde kullanılıp geçilen herhangi bir kavram da değil…
Örneğin Mondros Ateşkes anlaşmasında da Batı Ermenistan’da bulunan altı vilayet kavramı pekâlâ bulunuyor…
Ayrıca
23 Ağustos 1990’da Ermenistan’da kabul edilen bağımsızlık bildirgesinde bile soykırımdan bahsedilirken ısrarla yine “BatıErmenistan” ifadesi kullanılmaktadır…
Bu ifadenin bugünkü Ermenistan anayasasında bulunduğu…
Üstelik devlet sembolü olarak Ağrı Dağı’nın seçildiği de göz önünde bulundurulursa…
Amacın sadece soykırım suçlamasıyla kalmayıp…
İşin giderek Batı Ermenistan’a kadar varacağıaçıktır ama bu amaçlarına bir anda varamayacakları da ortadadır…
Bunun için olayın birinci aşaması soykırım suçu işlediğimizi kabul ettirmektir…
Bu kabul ettirildikten sonraki olay çok daha kolaydır…
Önce Türkiye’yi altından kalkamayacağı tazminat ve toprak talebiyle boğmak…
Sonrasında da
Batı Ermenistan…
Amaç budur…
|