İsterseniz ülkenin içinde bulunduğu durumu biraz basitleştirerek anlatayım…
Bir sanayiciyi düşünün, öyle büyük çapta falan değil, biraz orta halli…
Durumu çok iyi olamasa da kötü de değil…
Güzel bir ev…
Ortalamanın üstünde bir araba…
Hatta elindeki şirketi ileride çok daha geliştirmek adına birikim bile yaparak…
Yaşayıp gidiyor…
Ama elbette onun da herkes gibi komşuları var…
Üstelik en kolay kazanan kesimden…
Kolay ve hızlı…
Tabi bu kazanca göre yaşantı da çok lüks…
Çok lüks villalar…
Yatlar…
En konforlusundan arabalar gırla gidiyor…
Öylesine harcıyorlar ki yedikleri önünde, yemedikleri arkasında…
Gel zaman, git zaman bizim küçük sanayici bu işten rahatsız oluyor ve bir gün eşine…
Onlar gibi yaşamak…
O tür evlerde oturup…
Arabalara binmek
Yat sahibi olmak ister misin diye soruyor…
Elbette…
Kim istemez ki.
Sonuçta…
Kısa süreli lüks bir yaşam uğruna…
Elinde, avucunda nesi var, nesi yoksa elden çıkarıyor…
Ve
Tüm kazancını…
Lük ev ve arabaya yatırıyor…
Sonuçta her zaman olduğu gibi hazıra dağ dayanmıyor ve bir süre sonra deniz bitiyor…
Eski durum bile mumla aranır hale geliniyor…
Bunu neden mi anlattım…
Şunun için;
Geçtiğimiz günlerde Diyanet’e çok lüks…
Üstelik fiyatı bir milyon TL’ye varan bir otomobil alınmıştı ya sonuçta tepkiler üzerine geri verildi…
Gerçi sadece diyanet değil…
Tüm bakanlık üst düzey bürokratları da bu tür arabalara biniyor ama…
Bilinen bir şey var.
İnsan merak ediyor…
Siz
13 yıllık sürede, ülkede ne kadar sanayi, işletme, banka varsa hepsini yabancılara peşkeş çekeceksiniz…
Tarımı bitirip…
Memleketi patatesi bile ithal edecek duruma düşüreceksiniz…
Emeklinizi, çalışanınızı…
Yoksulluk sınırının çok altında bir gelirle açlığa mahkûm edeceksiniz…
Yıllık cari açığınız bile 45 milyar doların bile üzerine çıkacak…
Kaynakları satmanıza karşın 400 milyar doların üstünde bir de borçlanacaksınız…
Sonra da gelsin…
Lüks arabalar…
Uçaklar…
Saraylar…
Ya beyler…
Ülkelerin kalkınmışlığı, büyüklüğü…
Öyle kocaman saraylarla, yatlarla…
O sizin üretmediğiniz lüks arabaların kullanılmasıyla falan değil…
Ekonomik ve siyasi bağımsızlıkla…
Halkının refah düzeyi, demokrasi ve insan haklarına bağlılığıyla ölçülür…
Bilmem anlatabildim mi?
|