“Bunlara fırsat vermeyeceğiz değil mi?”
Eveeeeet…
“Bizi IMF’ye muhtaç etmediler mi?”
Eveeeet…
“Duble yollar yapmadık mı?”
Eveeeet…
“Kim bunlar, kim, kim, kim?”
Yuuuuhhh…
“Biz Fatih Sultan Mehmet’in torunları değil miyiz?”
Eveeeet…
“Söz mü…?”
Eveeeeet…
“Denize havaalanı yapar mıyız?”
Eveeeet…
“Çanakkale Boğazı’na köprü istiyor musunuz?”
Eveeeeet…
“Emekli maaşlarını arttırmadık mı?”
Eveeeet…
“Sigarayı bırakmaya var mısınız?”
Eveeeet…
Emeklimizi namerde muhtaç ettik mi?”
Hayııııırrr…
“Bunlar imam hatipleri de kapatacaklar.”
Yuuuuhhh…
“Serok Erdoğan, Salli Ala Muhammet” e gelince;
Bilim adamı olması gereken bir prof. politika yaptığını sanarak politikanın Makyavel’i oluveriyor.
x
İlk oyumu, 27 Mayıs 1960 dan sonra yapılan ilk genel seçimde kullandım.
O tarihten sonraki tüm seçim öncelerinin canlı tanığıyım.
7 Haziran 2015 genel seçimleri öncesi gözlemlediğim durgunluğu, hiçbir seçim öncesi görmedim.
Seçim, toplumun umurunda bile değil.
Son yılların politikacısının güven vermemesini, seçmeni böyle duyarsız hale getirdiğine bağlıyorum.
Şu söylemlere bakar mısınız? yalancı, küstah, don kişot, şanso panço, namussuz, ahlaksız, şerefsiz, düzenbaz, zalim, yamuk, haddini bil, uyduruk, kur’anı kerim, din, iman, İslamiyet, helal, haram, günah, sevap birbirine karıştırılmış.
Hiçbir seçim öncesi devlet araçları, devlet gücü bu kadar kullanılmadı.
Ve tüm partilerin ortak seslenişine gelirsek;
“Hazır mısınııız?”
Ortak yanıt;
“Eeevveeeet…”
Hadi bakalım, 11 gün kaldı, rast gele…
|