Alleben Nehri’nin kıyısındayım.
Ördekler yüzüyor, kurbağalar vıraklıyor, kuşlar ötüyor.
Gelip geçenlere bakıyorum, umarsızlık egemen.
Herkes bir günün beyliği beylik anlayışıyla gününü kotarmaya çalışır durumda.
Sabah yağmur, öğle güneş, akşam dolu bir mayıs ayı yaşıyoruz.
Hazirana girmek üzereyiz.
Haziranda ne olur bilemem.
Çünkü 7 Haziran günü, cennet ülkemde genel seçimler yapılacak.
Seçimler için yayın yasağı başladı ya!
Bu konuda bir şeyler yazmaya kalksak, gözümüzün üstündeki kaşımız bahane gösterilerek, Allah bilir ya başımıza neler gelir…
İktidar partisi seçim yasaklarını hiçe sayarken, biz seçim konusunda kalem oynatmaya kalksak, “gel bakalım, sen ne demek istedin?” diye sorgulanabiliriz.
Bu gerekçelerden dolayıdır ki ne trafolara girmek için emir bekleyen kedilerden ne sandık güvenliğinden ne seçmen duyarsızlığından ne de YSK’dan söz edemeyeceğiz.
Neden?
Kardeşim yukardan beri anlatmaya çalışıyorum ya.
Seçimler için yayın yasağı başladı.
Bu yasağa uyması gerekmeyen televizyon kanalları ile gazeteleri hesaba katmazsak, yayın yasağı başladı.
Seçim bitene kadar artık Alleben Nehri kenarından söz etmeyi sürdüreceğiz.
Kuşlardan, balıklardan, kurbağalardan, günümüzde soyu tükenme durumuna gelen o engin gönüllü “menteci”lerden söz edeceğiz.
Alleben Nehri kıyısındayım.
Seçimle ilgili yazı yazmayı bir süre bırakıyorum.
Yani artık kim seçilirse seçilsin, bana ne canım noktasına geldiğimizden, biraz da seçimle ilgili yayın yasaklarından dolayı, seçim bitinceye kadar böyle kardeşim.
Va mı itirazı olan?...
|