Amerikalı gazeteci Stephen Kinzer’i “Fahri Hemşehrilik” vereceğiz diye Gaziantep’e davet ediyoruz.
Türkiye’de uzun süre kalan ve Türkiye’yi iyi tanıyan, Politzer ödüllü Amerikalı gazeteci, kalkıp Gaziantep’e geliyor.
O gelmesine geliyor ama onu davet edenler bir anda fikir değiştiriyor.
Ve bu gazeteciyi davet eden, neden vazgeçtiğine, attığı twitlerle şöyle açıklık getiriyor;
Twit 1; “Adı geçen gazeteciye fahri hemşerilik beratı vermekten, yazılarında sayın cumhurbaşkanımıza yönelik haksız ithamları nedeniyle vazgeçtik.”
Twit 2 ; “Haberlerde iddia edildiği gibi, halkımız tarafından seçilmiş sayın cumhurbaşkanımızın konuya herhangi bir müdahalesi olmadı.”
Twit 3 ; “Bir yabancı gazeteciye, Gaziantep fahri hemşerilik beratı verilmesinden vazgeçilmesi, kendi inisiyatifimizle aldığımız bir karardır.”
Atılan twitler aynen böyle.
“Adamı davet ettik ama pişman olduk” diye düşünüp utanan olmuş mudur bilemiyorum.
Tamam, anladık da başkan, o gazeteciyi Gaziantep’e kim davet etti?
Hemşeri lobisi mi?
Davet etmeden önce, bu adamı neden araştırmadınız?
Cumhurbaşkanına yönelik haksız ithamlarından, bu adam kalkıp Gaziantep’e geldikten sonra mı haberdar oldunuz?
Aslında sorulacak soru çok da neyse ki Gaziantep Külbü durumu kurtarmaya çalıştı.
Ona bir konferans verdirdi ve konferansın sonunda da bir teşekkür belgesi vererek, Politzet ödüllü Stephen Kinzer’in gönlünü aldı.
Gaziantep Kulübü, kimsenin hatasını, kabalığını, ayıbını onarmak zorunda değil ama yaptığı bu davranışla birilerinin kabalığını, konuğa unutturmaya çalıştı.
Gaziantep Kulübü’ne teşekkür ediyorum.
Birilerinin de teşekkür etmesi gerektiğine inanıyorum.
Eder mi etmez mi onu da bilemiyorum.
En azından, Gaziantep Kulübü’nün teşekkür belgesine ek olarak, kandil gecesi bir camiin iki minaresi arasına asılan mahya, günün mana ve ehemmiyetine binaen verilebilirdi…
|