Yok arkadaş, seçim meçim boş.
Hem de boşu boşuna.
Seçim yapıldı, oylar kritik, denge kritik.
Ben şansa inanmam.
İnsan olan şansını kendi yaratır.
Fakat yaşanan bazı olaylar, benim de şans denen o ne idüğü belirsiz kavrama inanmamı sağlamaya çalışıyor.
Örneğin meclis başkanlığı seçimi…
Seçmen, verdiği oylarla muhalefet partilerine bir şans verdi.
İşte bu muhalefet partilerinin kimi kırmızıçizgilerden söz etti.
Kimi, genel seçimler sonrası cumhurbaşkanı ile görüşen milletvekilini aday gösterdi.
Kimi çatı adayına sığındı.
Kimi de AKP’nin eski tüfeklerinden birini aday gösterdi.
Yani hepsi, iktidarı sallanan AKP’ye omuz verecek duruma geldi.
Sonuçta da AKP’nin adayını koro halinde meclis başkanı yapıverdiler.
Bu sonuçtan sonra, erken seçimden yana olan cumhurbaşkanının ilk demeci, azınlık hükümetinin çözüm olmadığı yolundaydı.
Ne demekse.
Çünkü daha hükümeti kurma görevini kimseye vermemişti.
Meclis başkanlığı seçiminde son turda verilen geçersiz ve boş oylar, bir ciddiyetin(!) vurgusu gibi geldi bana…
Şans mı fırsat mı derseniz, ne şans kullanılabildi ne de fırsat değerlendirilebildi.
Seçim sonrası mangalda kül bırakmama politikası egemendi.
Davutoğlu’nun, Kılıçtaroğlu’nun sözünü ettiği % 60lık blok için “çökmüştür” söylemini, de gel haklı bulma.
Sonuç olarak; seçmenin dediği yine olmadı.
MHP yapacağını yaptı, kırmızıçizgisi mırmızı çizgisi neyse ne ama AKP’ye bir kere daha koltuk değneği oluverdi.
Komşu Suriye konusuna gelince; Suriye’ye girmek laf – ı güzaf.
Sen doğalgazı İran’dan, Rusya’dan al, onların desteklediği Suriye’ye gir.
Olacak iş mi?
Çünkü İran’dan ve Rusya’da gelen doğalgaz sistemi arızaya geçiverir.
Son söz; Biz uzlaşma kültürünü çoktaaaan yitirmişiz…
X
Dün Sivas katliamının 22. yılıydı.
O dönemin politikacıları unutulup gitti ama Sivas’ta yakılanlar, isim isim hala yüreklerde yaşıyor. Işıklar içinde olsunlar.
|