Belediye başkanı iftar daveti verip, kazanın başına geçerek yemek dağıtıyor.
Bakan geride kalır mı?
O da eline kepçeyi alıp, gülücüklerle yemek dağıtıyor.
Milletvekili yemek dağıtıyor.
Bir kısım devlet büyükleri, güya herhangi bir yoksulun evine giderek iftar açma görüntüleri veriyor.
Kutsal ayın yarısını geçtik, önümüzde Şeker Bayramı var.
Bayramda da buna benzer çeşitli atraksiyonların yapılacağı muhakkak.
Nasıl olsa halk bu tür işlere alıştı.
Aslında alıştı değil, alıştırıldı desek daha doğru olur.
Çünkü her türlü çelişkiyi normal karşılar olduk.
Seçim biteli bir ayı aşkın bir zaman geçti, Ankara’da bir değişiklik yok.
Seçimden sonra, yeni hükümet kuruluncaya kadar eski hükümetin görevi sürdürmesi teamülü var ya!
Hani ülke hükümetsiz kalmasın mantığı.
Yeni hükümet kuruluncaya dek etik olarak işlevsiz olması gereken hükümet, bürokraside 600 ü aşkın atama yaparak, iş başına gelecek hükümetin hakkını gasp ediyor.
“Bir günün beyliği beylik” anlayışının egemen olduğu Ankara’daki emanetçi hükümet, kendini hala iktidarda varsayarak ipin ucunu bırakmak istemiyor.
Muhalefete gelince; değişen pek bir şey gözlenmiyor.
Hükümet kurmak bir oyunmuş gibi kimse kimseyle oynamak istemiyor.
Havaların iyice ısındığı bir dönemde, muhalefet partileri arasında buz gibi rüzgarlar esmeye devam ediyor.
Yarın belki serinlediklerini düşünecekler ama iş işten geçmiş olacak.
Çünkü Ankara dengelerle oynayıp duruyor ve dengeler allak bullak olmuş durumda.
Benim necip halkıma gelince; sıcakların verdiği sıkıntı ve orucun verdiği rehavetle Şeker Bayramını bekliyor.
Hani bayram yapacak ya!
x
Önce Deniz Baykal’ın, seçim sonrası Celal Doğan’ın cumhurbaşkanıyla görüşmesi konusuna hiç girmedim.
Konu zaten gündemden düşmüyor.
Bakın, güney sınırımıza, sınırdaki hareketliliğe, Suriye konularına da değinmedim.
Ona da sahte savaş çığırtkanları değinsin diye düşündüm.
Ne biliym ben, eyyi olur zahar…
|