Bayram öncesi ve sonrası yaşanan trafik kazarlıyla bir bayramı daha geride bıraktık.
Her bayramda olduğu gibi, bayram mı trafik terörü mü pek belli değil.
Kutsal ramazan ayında yaşananları da görmezden gelemeyiz.
Habercilerimiz zaten hep bu tür haberlerle oyalamadılar mı bizi?
Hangi lider, hangi camide teravih namazı kıldı?
Hangi lider, hangi bakan cumayı hangi camide kıldı?
Dünkü iftar sofrasına kimler katıldı?
İftar sofrası mı ziyafet sofrası mı?
Yine ramazan ayı içinde, hükümeti kurmakla görevlendirilen başbakan, hangi partide kaç dakika kaldı?
Partilerde sıcak ağırlama.
Gelen eli boş gelmedi, armağanlarla geldi.
Giden eli boş gönderilmedi, armağanlarla uğurlandı.
Bunca keyifli ziyaretlerin ardından umutsuz ve karamsar açıklamalar.
İbre kimden yana belli değil.
Hele bayramın ikinci günü partilerin birbirleriyle bayramlaşmaya gitmeleri…
Seçim öncesi birbirlerine demediğini bırakmayanlar, sahte gülücüklerle bayramlaşmıyorlar mı? gülmekten kırılıyorum.
Sıkılan yumruklarla savunmalar yapılıyor.
Ya şu paralel fitnesi…
Bu paralelin, düne kadar kimin paraleli olduğunu neredeyse unutmak üzereyiz.
Yani sonuç olarak birileri çaktırmadan benim necip halkımla alay ediyor ve kimsenin anlamadığını sanıyor.
x
Dershane kapatma politikasına Anayasa Mahkemesi’nin dur demesi, başta öğrenci velileri olmak üzere, öğretmenlerin, öğrencilerin, dershane sahiplerinin kafasını karıştırdı.
Dershane kapatmak, eğitime çeki – düzen vermek için yapılmamıştı zaten.
Birilerine ders vermek için öyle bir karar verilmişti.
Tutmadı, Anayasa Mahkemesi’nden döndü ama geç döndü.
Şimdi eğitim camiasında, öğrenci velilerinde, öğrencilerde, öğretmenlerde bir telaştır başladı.
Herkes “ne olacak bu eğitimin hali?” sularında kulaç atıyor.
Bu saatten sonra eğitim tavan mı yapar daha dibe mi vurur diye düşünen kimseler yok.
Bizi yönetenlere gelince; “hele bir hükümet kuralım, ondan sonrasına Allah kerim” iklimindeler.
Eğitim şart kardeşim, şart, şart, şart…
|