Zor günlerden geçiyoruz.
Hükümet hala ortada yok.
Kırmızı çizgilerden geçilse kurulacak da ah o kırmızı çizgiler yok mu?
Bazıları yeniden seçim diye tutturdukça, yaşanan olaylara erken seçimin alt yapısı oluşturuluyor diye bakmak içime sinmiyor.
Bir devlet, hele de büyük bir devlet bu kadar aciz olmamalı.
On yıldır uygulanan yanlış politikaların, Türkiye’yi getirdiği noktayı hala göremiyorsanız, ne diyeyim.
Ayni yanlış politikalar sürdükçe, bu işler daha da azacak, kargaşa katmerlenecek ve Allah korusun daha çok cenaze törenleri düzenleyeceğiz gibi geliyor bana.
Hele son günlerde bazı kesimlerce alkışlanan İncirlik mutakabatı, burnumuzun boka iyice saplanmasına neden olacak.
x
Kilis’te yaşanan olaylardan sonra, birçok ilde operasyonlar yapıldı.
Düne kadar neredeydiniz diye sorsak ayıp olur.
Demek ki herkes her şeyi biliyor ama bir yerlerde ille de birilerinin ölmesi gerekiyor.
Hele İstanbul’daki göz altılardan bir görüntü var ki dünya izledi;
Cihat çağrısı yapan ve El Kaide terör örgütünün liderlerinden biri olduğu söylenen bir adem, polislerin arasında elini kolunu sallaya sallaya gözaltına alınıyor.
Oysa yakın geçmişte bilim insanları, gazeteciler, generaller, sonradan fos çıkan Ergenekon davası nedeniyle derdest götürülüyorlardı.
Hem de sabahın üçünde, dördünde, beşinde.
Daha sonra, kimin paraleliyse bir “paralel” olayı yaratıldı, bu bilim insanlarını, gazetecileri, generalleri götüren polisler ve polis müdürleri, o göz altılarına sütunlarında alkış tutan gazeteciler, elleri önden ya da arkadan bağlanarak götürülmeye başlanıldı.
Beni seviniyor sanmayın, tam aksi yüreğim burkuluyor.
Yalnız, son operasyonların birinde, terör örgütü liderlerinden biri olduğu söylenen muhteremin, polislerin arasında elini kolunu sallayarak yürümesini yadırgadım.
x
Birileri belki yeni fark ediyor ama iş çoktan çığırından çıktı.
Eğer bu can alıcı kurgular, bir an önce erken seçim içinse, çok yazık.
Öldürme, ölüm, terör sürerken ve sen İncirlik mutakabatı ile pirim yapmaya çalışırken, işler daha da ve iyice çığırından çıkacağını anlayamıyorsun demektir.
Ve sen hala bir hükümet bile kuramamışsın.
Ve bunca kargaşa yaşanırken, meclisi olağanüstü toplamak bile aklına geç geliyor. O da muhalefetin uyarısıyla.
Ve durum böyle sürdükçe bir daha seçim yapmışsın, bir daha yapmışsın, bir daha yapmışsın ne yazar?
İlk yapman gerekenin “bağımsızlık benim karakterimdir” ilkesi olduğunu anlamadıkça, daha zor ve daha sancılı günlere doğru koşuşturursun.
|