Hükümet kurulamıyor.
Analar ağlıyor.
Meclis tatilde…
Geçtiğimiz pazartesi günü Türkiye, koalisyon zirvesine kilitlenmişti.
Zirve toplanmadan terör zirve yaptı.
“Herkes, eh artık bu çatışmanın bitmesi için bir hükümet kurarlar” diye düşünüyordu.
Uzun süren görüşmelerden sonra yapılan açıklamalardan anladık ki hükümet yine kurulamamış.
İki yıllık reform hükümeti mi kursak, seçim hükümeti mi kursak ne yapsak diye görüşmeler sonunda anlaşamamışlar.
İki lider Perşembe ya da Cuma günü bir zirve daha yapacakmış.
45 günlük süre neredeyse bitti bitecek, görüşmelerden, zirvelerden bir karar çıkmıyor.
Milli irade diye diye milli iradeyle dalga geçmenin fotoğrafını çekiyoruz, içimiz burkuluyor.
Ve başta da söylediğim gibi hükümet kurulamıyor, analar ağlıyor, yüce meclis hala tatilde.
X
Arkasında büyük güçler olduğunu hissettiği için dün “mağrur” olanlar, bugün aniden “mağdur” olabiliyorlar.
Hem de “heykeli dikilecek adam” diye gaz verildiği halde.
Buna son örnek dünün meşhur ve mağrur savcısı Zekeriya Öz ve birkaç savcı…
Günümüzün mağrur geçinenlerinin, bu tür mağduriyetleri doğru okumaları ve iyi değerlendirmeleri gerek ama nerdeeee…
Günübirlik mağrur olmanın keyfini yaşama heveslerinden olsa gerek, ne okuyabiliyorlar ne de değerlendirmeye zaman ayırıyorlar.
Dün mağdur ettikleri insanlara kumpaslar kurup, eşlere, analara, evlatlara çile çektirenlerin, bugün kendi anaları, eşleri, evlatları çile çekmeye başladı.
Eeee, etme bulma dünyası kardeşim.
Padişahlık dönemlerinde, padişahın duyabileceği biçimde “mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var” diye bağıran bir görevli olurmuş ya!
Doğru mu yanlış mı belemem, vebali bize bunu böylece anlatanların boynuna.
O padişahlık dönemindeki gibi bir kadro ihdas edilse diyorum…
|