Benim güzel insanlarım hoşgörülüydü.
Toplum, bu özelliğini gide gide yitirdi.
Hoşgörüsüzlük, ülkede şiddet olaylarının artmasına, neredeyse patlama noktasına gelmesine neden oldu.
Öyle bir noktaya doğru koşuyoruz ki neredeyse dağ kanunu egemen olacak.
Bu arada örnek alınacak insan türü neredeyse yok olma noktasına geldi.
Hep “konuşan Türkiye” lafları duymaktan, “üreten Türkiye” olmaya zaman ve fırsat bulamadık.
Oysa üretmek için hiçbir eksiğimiz yoktu.
Geçtiğimiz hafta tüm televizyonlar, tüm gazeteler şampiyonluğa kilitlendi.
Neyin şampiyonluğuydu bu?
Topun şampiyonluğuydu…
Bir top şampiyonluğunda top kafalı insanlar şiddete başvurdular, terör estirdiler.
Biz, bir takım oyununun şampiyonluğunu bile şiddete çevirmeyi becerebilen bir insan topluluğu haline getirilmişiz de haberimiz olmamış.
Köye hizmet götüremedik, dahası kent yaşamını özendirdik, köylerimizin boşalmasına neden olduk.
Köylerden kentlere akın sonucunda ekili alanlarımız azaldı.
Bir zamanlar kendi ürettiğimiz tarım ürünlerini yabancı ülkelerden satın almaya başladık.
Çünkü ayağı yere basan, tutarlı bir tarım politikamız yoktu.
Olsaydı, günümüzde mayınlı arazilerin, 49 yıllığına kullanılmak üzere ihaleye çıkarılma çabası yaşanmazdı.
Eğer tutarlı bir tarım politikası geliştirebilseydik, ülkenin güney sınırlarına mayın değil, bereketli ürün alacağımız tohumlar ekerdik.
Hoşgörüsüz bir toplum haline geldiğimizi belirterek başladım yazıma ancak salt bir alanda teslimiyete dönüşen bir hoşgörü olduğunu da belirmeliyim.
O da günümüz politikası…
Lider sultasına hoşgörü ile bakar gibi görünen ancak bu hoşgörünün teslimiyete vardığının farkına varamayan bir politikacı türü yetiştirdik.
Bakın ve görün.
Ondan sonra da nasıl hoşgörüsüz bir seçmen kalabalığı haline geldiğimizi kavramaya çalışın.
O zaman cehaletin, teslimiyetçiliğin, çıkarcılığın hoşgörüyü nasıl şiddete dönüştürdüğünü bir kere daha düşünün.
Son söz; benim güzel toplumumun çoğu bireyi benzer karakter sergilemeye başladı.
Güzel halkımın bu yeni ve tehlikeli özelliğini de sakın göz ardı etmeyin.
Aksi halde yanılabilirsiniz…
|