Ülke yangın yeri.
“Tüm müdahalelere” rağmen terör önlenemiyor.
Havadan, karadan, “bütün müdahalelere rağmen” özerlik ilanları yaşanıyor.
“Tüm müdahalelere rağmen” patlamalar sürüyor.
“Tüm müdahalelere rağmen” askerler ölüyor.
“Tüm müdahalelere rağmen” polisler ölüyor.
“Tüm müdahaleler rağmen” siviller ölüyor.
“Tüm müdahalelere rağmen” terör tırmanıyor.
X
Emanetçi başbakan, IŞİD ve PKK terör örgütlerini müftülere, imamlara havale ediyor.
Yıllardır bakanlık yapan ve bizim devlet adamı sandığımız zat, amacının şehit olmak olduğunu açıklıyor.
Hem de gururla.
X
Terör zirve yaparken, hemen hemen her gün birkaç eve şehit bombası düşerken, cumhurun başkanı sarayında muhtarları topluyor, fıkra anlatıyor ve muhtarlar da alkış üstüne alkış tutuyor.
Ayni gün, muhtarların ardından müftüleri topluyor.
Ne için?
Belki de işimiz Allah’a kaldığı için, onlardan dua istiyor.
“Tüm müdahalelere rağmen” ölen ölüyor, kalan sağlar bizim oluyor.
Ve bunca müdahaleye karşın erken seçime doğru koşar adım gidiyoruz.
Ve bunca müdahaleye karşın, benim cevval, cevval olduğu kadar da necip halkım yarın yine sandık başına gidecek.
Hani hep “milli irade” deniyordu ya!
İşte o milli irade denen neyse, 7 Haziranda tutmadı.
Ve benim necip halkımın kullandığı oy, şimdilerde yok hükmünde sayılsa da o oya bir daha başvurmayı planlıyorlar.
Ve yine “tüm müdahalelere rağmen” cennet ülkem huzursuz.
Ve “yüce meclis” hala tatilde…
Benim anladığım bu.
Başka türlü anlayanlar varsa, lütfen beni aydınlatsın.
Ama geç kalmadan…
|