Rize Belediyesi Cumhuriyet Meydanı’ndan kaldıracağıAtatürk heykelini yeniden koymak için halk oylaması yapacak ve soracakmış…
Bu meydanda Atatürk heykeli mi olsun?
Çay bardağı mı?
Doğrusunu isterseniz…
Çay bardağı işin görünürdeki yüzü…
Bir anlamda da sembol…
Gerçekte oylanacak olan zaten hiçbir şekilde Atatürk ve çay bardağı olmayacaktır…
Ne mi oylanacak?
Bakın söyleyim…
Bu oylamanın bir tarafında…
Cumhuriyetçilik.
Laiklik.
Devrimcilik.
Halkçılık.
Devletçilik.
Biraz daha ayrıntıya girersek…
Tek vatan.
Tek bayrak.
Tek dil olan, ulus devlet bulunacak…
Diğer tarafında ise…
Gericilik.
Tarikatçılık.
Yeni Osmanlıcılık.
Çok kültürlülük.
Çok kimliklilik.
Ulus devlet düşmanlığı yer alacaktır.
Buradan çay konusuna gelecek olursak…
Osmanlı döneminde memlekette çay falan üretilmeyip, Ortadoğu’dan ithal edilmekteydi…
Ne zaman ki Meclis kuruldu…
Atatürk’ün emriyle bu konudaki araştırmalar da başladı…
1921’den 1924’e kadar ilk Meclisin iktisat bakanlığınınİlk Tarım Genel Müdürü olan Muğlalı bir aileden gelen Zihni DERİN Bey; Rus devrimi sonunda Batum sınırının kapanmasıyla Doğu Karadeniz’de ortaya çıkan işsizliğe çözüm bulmak, bölgeyi kalkındırmak için araştırmalar yaparken…
Halkalı ziraat mektebi öğretmenlerinden Ali Rıza Beyin 1917 yılında yazdığı rapora ulaşıyor…
1917 yılında yazılan raporda; “Rize ve çevresinin çay üretimi için çok elverişli olduğu” anlatılıyordu…
Sonuçta…
Hemen Rize’de 15 dönümlük bir parsele denemek amacıyla ilk çay fidanları dikiliyor ve…
Verim alındıkça da bu alan günden güne genişletiliyordu…
1939 ‘a varıldığında artık bu alan 1550 dönüme kadar ulaşmıştı…
Giderek verimin daha da artması ile…
1947’de de ilk çay fabrikası kurulmuştu kurulmasına ama…
Bütün bunlar bize şu gerçeği asla unutturmamalıdır…
Eğer bugün Rize’de çay üretiliyor, halkın önemli bir kısmı çaydan geçimini sağlayabiliyorsa…
Dahası
Dünyanın birçok ülkesine çay ihraç edilebiliyorsa…
Bunu çay bardağına değil…
Atatürk’e borçlusunuz…
Bilinsin istedim…
|