Gazeteciyim ya!
Haber dinlemek istiyorum.
Haberlerden haberim olsun istiyorum.
Televizyonların haber kanallarını açıyorum, haber yok.
Hangi haber kanalını açsam, hangi haber kanalında haber izlemeye kalksam, hepsi yapmacık, masa haberi.
Hepsi taraflı.
Her kanal, her haberi kendi meşrebine göre veriyor.
Oysa haber berrak bir biçimde ortada.
“Gör beni” diyor.
“Yaz beni” diyor.
Gören yazmıyor, yazan da çarpıtarak, kendi penceresinden bakarak habere takla attırarak veriyor.
Bu durum her gazete, her televizyon için geçerli mi?
Evet, her gazete, her televizyon için geçerli.
Bakar mısınız?
Yüce dediğimiz meclis aylardan bu yana kapalı.
Açıldığında da zaten namus ve şeref yemini etmekten başka yaptıkları bir şey yok.
Dün yine açıldı ve seçim sonuna kadar kapandı.
Ve her açılışta olduğu gibi “resepsiyon” verilmedi.
Nedenmiş?
Şehit cenazelerine saygıdanmış.
Peh peh peh…
Sen çözüm sürecinde “aldatıldık” de, sonra da “sonuna kadar savaş” sloganıyla seçime gir.
Suriye politikasına Ankara at gözlüğü ile bakıyor ama gelip bir Gaziantep’ten, Kilis’ten, Hatay’dan, Şanlıurfa’dan baksa, kafası allak bullak olacak.
Birleşmiş Milletlerin genel kurulunda çıkıp bunları konuşmaya başlasak, herkesi bize güldürürüz.
Zaten gülüyorlar ya!
Uzatmayalım, 1 Kasımda seçim var.
Ne yapıyorsanız yapın…
X
İktidar yandaşı bir tv. kanalında bir milletvekili, Aydın Doğan’ı diline dolamış, “senin tırnaklarını da dişlerini de sökmesini biliriz biz” diye kükrerken, Doğan Grubunun bir kanalında program yapan ve Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan saldırıya uğruyor.
Gazeteciye bu saldırıyı bazı gazeteler görmüyor.
Saldırının kışkırtıcıları da göz yumanları belli.
Hukuk ve demokrasi bu saldırıları nasıl görecek bakalım.
Ve sık sık ülkenin güven içinde seçime gittiği söyleniyor.
Allah’ım sen aklıma mukayyet ol…
|