Beş yıldan bu yana uyguladığımız dış politikanın batağa saplandığı gün gibi ortada.
Suriye politikasıyla çektiğimiz sıkıntı yetmiyormuş gibi, geçtiğimiz gün Rusya’da Merkez Camiini birlikte açtığımız Putin’nin savaş uçakları, güneyde hava sahamızı ihlal etmeye bile başladı.
Suriye’nin arkasında hangi devletler vardı?
Rusya, Çin, İran.
Rusya’nın savaş uçakları Suriye’de hedefleri bombalamaya başladılar.
Çin, savaş gemilerini yola çıkardığını açıkladı.
Ardından onların da savaş uçakları bombalamaya başlayacak.
İran, alesta bekliyor.
Ortadoğu kazanı fokur fokur kaynıyor.
Mustafa Kemal, “bağımsızlık benim karakterimdir” dedikten 25 – 30 yıl sonra iktidara gelen Demokrat Parti döneminden bu yana biz batı bağımlısı bir ülke olduk.
Ve dünya lideri olmayı vehmetsek de hala batı bağımlısıyız.
Her ne kadar, “biz, Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanlarından birisiyiz” diye kasım kasım kasılsak da gerçekten büyük bir yıkım projesinin göbeğinde olduğumuzun bir türlü farkına varamadık.
Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bulunan Irak’ın, Libya’nın, Cezair’in, Mısır’ın, Afganistan’ın ve Suriye’nin durumu ortada.
950 kilometre sınırımız olan güney komşumuz Suriye’de yaşananlara gelince; Rusya vuruyor, Çin yolda, İran beklemede.
Suriye’de vurulan El Nusra, IŞİD gibi terör örgütlerinin kaçan militanları, yarın kaçıp ülkemize gelirlerse diye düşünmek bile istemiyorum.
Aslında projenin istenen biçimi de galiba bu olsa gerek.
Türkiye’yi karıştırmak…
Kışa giriyoruz, doğalgazı nereden alıyoruz?
Rusya’dan ve İran’dan.
Savaşa ne gerek var.
Yarın doğalgaz vanalarını kapattıklarını düşünün.
Aklımızı başımıza toplamanın zamanı geldi de geçiyor bile.
Sonuç olarak Ortadoğu’da dengeler değişiyor.
1 Kasımdan sonra bakalım bizde denge nasıl olacak?...
|