Biz Gaziantep’te yokken neler oldu neler.
Ankara katliamı en önemlisi ama bizi yönettiğini sananların aldırış ettikleri yok.
Her gün bir seçim söyleviyle karşımıza çıkıyorlar.
İstediğimiz kadar dinlemeyelim, dinlemek istemeyelim, acaba yeni ve tutarlı bir şeyler söylerler mi diye kendimizi aldatarak dinliyoruz işte.
Ahali “inadına barış” düşüncesindeyken, politikacı “inadına seçim” çığlığı atıyor.
Ankara katliamında yaralananların çoğu daha hastanelerden “salah ile taburcu” edilmemişken, katliam haberlerine, görüntülerine yasaklar getirilerek unutturulmaya çalışılıyor.
Seçim hükümetinin başı, her gün konuşuyor ve her konuşmasında da pot üstüne pot kırıyor.
Suruç’ta patlayan canlı bombanın yakalanarak adalete teslim edildiğini söylemesine, aklı başında herkes “yahu adam patlayarak paramparça oldu, nasıl yakalanmış da adalete teslim edilmiş” diye gülüp geçiyor.
Hele canlı bombaların elinde listesi olduğunu söylemesi ancak bir demokratik hukuk devleti oldukları için, suç işlemeden onlara bir şey yapılamadığını açıklaması, gülmeyi bırakın, ağlanacak bir durum.
Oysa insanlar, sosyal medyaya attıkları bir mesaj bahane gösterilerek tutuklanabiliyor.
Saygın ve yaygın gazetelerimizin durumuna gelince; kimi habere sansürü, haber yasağını destekliyor kimi ucundan kıyısından karşı çıkmaya çalışıyor.
102 kişi ölmüş, yüzlerce insan yaralanmış, kimi kolunu, bacağını kaybetmiş, bu katliamın soruşturmasının hangi aşamada olduğunu yazmak, konuşmak yasak.
Neden?
Gizlilik kararı alındı.
X
Ölen ölür, kalan sağlar bize yeter politikası nereye kadar sürer?
IŞİD terör örgütüne, hangi kafayla, hangi anlayışla, hangi gerekçeyle DAİŞ deniyor, anlayamıyorum.
Ha IŞİD ha DAİŞ ha neyse ne.
Bu örgüt terör örgütü değil mi?
Ankara katliamı ile ilgili gözaltına alınanların aralarında PKK’lıların da olduğunun söylenmesi terörü paylaştırma çabası mı?
PKK da terör örgütü IŞİD’de terör örgütü değil mi?
X
Kilis yakınlarında, yetişkin kartal büyüklüğünde kimliği, milliyeti hala belli olmayan bir insansız hava aracı (İHA) düşürüldü.
Nerdeyse başarı hanemize yazacaktık ki ayni gün Şırnak’ta gencecik bir polis teröristlerce şehit edildi.
Bir gün sonra Hakkari Dağlıca’da biri yarbay ikisi astsubay 3 kırmızı bereli asker şehit edildi.
Yani savaş uçaklarımızın vurup düşürdüğü, kimliği belli olmayan oyuncak gibi insansız hava aracının düşürülme keyfini yaşayamadık.
Ve sevgili okuyucu, böyle bir karmaşa içinde “tekrar seçim” e gidiyoruz.
1 Kasım için şimdiden iyi düşün ve bir karar ver.
Zira 2 Kasımdan sonra hiçbir şey yapamayabilirsin.
|