Şunun şurasında seçime 3 gün kaldı.
Bu kadar durağan, bu kadar heyecansız bir seçim öncesi görmedim.
Geçtiğimiz gün eski bir arkadaşım Gaziantep’e geldi, beni ziyaret etti.
İlk sorduğu soru, “yollara asfaltın üstüne Gaziantep Büyük Şehir Belediyesi yazmışlar. Kavşaklara mahya gibi Gaziantep Büyük Şehir Belediyesi yazmışlar.
Böyle yazılar olmasa, belediyenizin büyük şehir belediyesi olduğu anlaşılmayacak mı?” diye absürt bir soru sordu.
Yanıt vermekte zorlandım ama yine de “seçim öncesi propagandası gibi gör” diye geçiştirdim.
Seçim öncesi dedim de aklıma geldi; memurun fazla mesai ücretinin saatliğine 10 kuruş zam yapıldı.
Atama bekleyen öğretmenlerden birkaçının ataması yapıldı.
Şu andaki seçim hükümetinin seçim sloganları da ilginç; kötü gidişe dur diyeceklermiş.
Hadi gel gülme.
Hele gaflar, hem de gaf üstüne gaflar.
Başbakan, IŞİD’in kafasındaki İslam’la kendi kafasındaki İslam arasında 360 derece olduğunu söyledi.
“Nerede bir zalim varsa biz onun yanındayız” diye dil sürçmeli nutuklar attı.
2014 yılında ustası da böyle bir kazaya uğramış, bir nutkunda, “ben çocuklarıma helal lokma yedirmedim” demişti.
Başbakanın seçim vaatlerinden en ilginci bekarlara kız bulma güvencesi vermesiydi ve böyle bir görevi üstlendiğini açıklaması işin üstüne tüy dikti.
X
Dilek Doğan adlı gencecik bir kız, polis baskını sırasında evlerinde arama yapmak isteyen polise “galoş giyin” diyor ve o polis tarafından vuruluyor.
Hastaneye kaldırılan Dilek Doğan yaşama savaşını yitirdi.
Kahramanmaraşlıymış, ailesi getirip memleketinde toprağa verdi genç kızı.
İstanbul emniyeti hemen savunmaya geçti; “arama için bir eve giren polisin elinde eldiven, ayağında galoş vardır…”
Yani suç, öldürülen gencecik bir kıza yükleniverdi.
Dilek Doğan’ın ailesi, Kahramanmaraş katliamından kurtulup İstanbul’da huzur aramaya gelen bir aile…
X
Hani seçime 3 gün kaldı diye yazıya başlamıştık ya!
Her gün şehit haberi gelen, terörün başkentin meydanlarına indiği, yakılan, yıkılan cennet ülkemde, dilerim zayiat vermeden 2 Kasımı görürüz.
|