Dün öğretmenler günüydü.
Yılda bir gün de olsa tüm öğretmenlerin gününü yürekten kutluyorum.
Ancak ilkin öğretmenlerin mesleğe ve kişilik haklarına sahip çıkmaları en önde gelen dileğim.
Öğretmenevlerinde oturup tavla oynamakla, okey oynamakla, al kızı ver papazı yapmaktan öteye gidemeyen sevgili öğretmenler, günümüzde sendika sendika ayrıştırıldı.
Hak aramaya kalkan öğretmenin burnunu sürçtüler.
Burnu sürçülen öğretmenin arkadaşları, “bize de sıra gelebilir” korkusuyla sessiz kaldılar.
Yani öğretmen öğretmene sahip çıkmadı.
Bir zamanlar öğretmen kuruluşu TÖS vardı.
Yaşatmadılar.
TÖB – DER oldu, ezdiler, burnunu sürçtüler.
Derken efendim, günümüzde olduğu gibi öğretmenleri sendika sendika parçaladılar.
Hatta bu öğretmen sendikalarından birinin başkanını, 1 Kasım seçimlerinde meclise gönderdiler.
Mecliste bile temsilcileri bulunan öğretmenlerin durumu, bundan böyle düzelecek mi?
Sanmıyorum.
Aydın, demokrat, gerçekten eğitim neferi öğretmen toplumu içinde buna inanacakların çıkacağını da sanmıyorum.
Eee ne olacak öğretmenin hali diye soracak olursanız;
Çalışan öğretmen ek iş yapmayı sürdürecek.
Neden?
Geçinemediği için.
Öğretmen emeklisi, belki de durumuna acıyan bir öğrencisinin ofisinde çalışmaya başlayacak.
Neden?
Aldığı emekli maaşıyla geçinemediği için.
X
Yeni bir hükümet kuruluyor.
Sevgili öğretmenlerim umutlarını bu yeni hükümete bağlıyorlarsa Allah yardımcıları olsun derim.
Her neyse,
Düşünen, aydın öğretmenlerin gününü kutluyorum.
Bana emek veren saygın tüm öğretmenlerimin ellerinden öpüyor, kaybettiklerimizin ışıklar içinde yatmasını diliyorum.
Elini öpeceğim çok az öğretmenim kaldı, onlara da sağlık ve mutluluk diliyorum.
Sevgili öğretmenler, yılda bir gün de olsa gününüz kutlu olsun…
|