1920 – 1921…
Mustafa Kemal Kurtuluş savaşı veriyor.
Antep işgal altında.
Antepli açlıktan, bulabilirse zerdali çekirdeği yiyerek ayakta kalmaya çalışıyor ve direniyor.
Günümüzde İstanbul’un göbeğinde, bir hava alanına nasıl saldırıldığını bile bilemezken, o dönemde “KAMİL” adına bir çocuk, neyin ne olduğunu biliyor ve işgalci askere saldırıyor.
Canıyla ödüyor ama adı “ŞEHİTKAMİL” oluyor ve hala yaşıyor…
Siz, Başika’ya gönderdiğiniz Mehmetçiği, zoru görünce çekmeye çalışıyorsunuz, o dönem “ŞAHİN” adlı bir “zabit” çıkıyor, işgalci Fransız’ı Antep’e sokmamak için, Elmalı Köprüsü üstünde can veriyor.
O şimdi “ŞAHİNBEY” ve hala yaşıyor…
Siz kendi toprağınızdaki türbeyi koruyamadığınız için kaçırıp yerini değiştiriyorsunuz, KARAYILAN, Sarımsaktepe’den Antep’i savunurken şehit düşüyor.
O şimdi “KARAYILAN” olarak hala yaşıyor…
“Uyan şahin uyan bak neler oldu?”
“Karayılan der ki gelin oturak…”
Bu türküler bugün boşuna söylenmiyor.
X
Katar’a mi güveniyorsunuz?
O ülke size güvenmiyor.
Neden?
Yakın çevremizde dostumuz kalmadı da ondan.
O dost bildiğimiz Katar’a gelince; cennet ülkemde sessiz ve derinden geliyor, geliyor, gidiyor.
Hani dostuz ya!...
“Uyan Şahin uyan bak neler oldu?”
“Karayılan der ki” gelin düşünek.
Düşünebilen kaldıysa…
Bugün Gaziantep’in işgalden kurtuluşunun 94.Yılı.
Kutlu olsun…
|