Domuz gribi, Kırım Kongo kenesi, trafik kazaları, töre cinayetleri, kriz intiharları, orman yangınları derken, cezaevleri doluluğunda aldığımız birincilik de yukarıdaki sıkıntıların üstüne tüy dikti…
İşsizlik oranındaki belirsizlik, eğitimdeki çarpıklık, emeklilerin dışlamışlığı, çalışanların horlandığı, sahtekarların ödüllendirildiği, bunlara paralel olarak da ekonomideki krizin teğet geçtiği söylenen bir dönemden geçiyoruz.
Durum böyleyken ve asgari ücret 500 liranın civarında dolanırken, işçi örgütü olarak bildiğimiz sendikaların başkanlarının 400 – 500 bin liralık, lüks makam araçlarına binmesi, o ülkede sendikacılığın sendika ağalığına dönüştüğü anlamına gelmez mi?
Beğenelim, beğenmeyelim, oy verelim, vermeyelim, parlamentodaki çoğunluğu elinde tutan, bu çoğunluğun içinde “mebzul miktarda” devlet adamının bulunduğu bir iktidar tarafından yönetiliyor ülke.
Gaziantep’li seçmene Ankara tarafından dayatılan ve Gaziantep’li seçmenin de oy vererek Ankara’ya gönderdiği bir Maliye Bakanı var ki; ona göre ülke günlük güneşlik…
Bakan bey sanki Doğu Anadolu’da bir köyde değil de İngiltere’nin Londra’sında doğup büyümüş
Konuşmaya başlayınca kıtlık, yokluk, yoksulluk görmemiş sanırsın.
70 milyonluk ülkenin kaymağından, sanki birkaç yüz aile değil de 70 milyonun tamamı eşit bir biçimde yararlanıyor.
Orman yangınlarının sorumlusu bulunamaz…
Çünkü yangın kendiliğinden çıkmıştır…
Domuz gribi, Kırım Kongo kenesi, yabancı menşeli olduğundan, diplomatik bir rezalete meydan vermemek için sus pus olunur.
Trafik kazaları, Allah’ın takdir – i ilahisidir.
Töre cinayetleri bir gelenektir, biz de geleneğimize bağlıyız.
Terörün arkasına dost ve müttefik bildiğimiz ülkeler bulunduğu için ve o dostlara ayıp olmasın diye, terörü çözmek için uğraşmaya gerek yoktur.
Hukuki geçerliliği olmadığı yüksek yargı tarafından karara bağlandığı halde,
aslı ortalarda görünmeyen fotokopi bir kağıt, “belge” adıyla ortalığı karıştırmaya yeter.
Biz de durup oturduğumuz yerde bu tür konuları yazarak “münafıklık” yaparız.
Hem de cennet ülkenin, güllük gülistanlık olduğunu görmezden gelerek…
Coğrafik, stratejik ve jeopolitik bir konumda bulunan benim cennet ülkemle ne kadar övünsek az değil mi?
Ne ülkeymiş be!...
Allah bizim layığımızı versin
|