Dün gibi anımsıyorum;
1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı yapılmıştı.
Bu operasyon birkaç gün içinde bitirilmişti.
Günümüzde, Güneydoğu’nun bazı illerinde, ilçelerinde, mahallelerinde sanki savaş var.
Sokağa çıkma yasakları, operasyonlar sürüyor.
Yaklaşık iki aya dayanan sokağa çıkma yasağının sürdüğü bölgeler var.
Ve bu bölgelerde şehit haberlerinin gelmediği gün yok…
Şimdi düşünüyorum da 1974 yılında birkaç günlük süre içinde, Kıbrıs’ta Barış Harekatı nasıl bitirilmiş?
Bugün Güneydoğu’daki terör, 2015 yılının 7 Haziranından beri nasıl bitirilemiyor?
İster istemez, “yoksa bitirilmek istenmiyor mu?” diye korkunç bir soru takılıyor akıllara.
X
Yüce mecliste, parti liderlerinden, sözcülerinden, mahalle kabadayısı gibi konuşmalar, sataşmalar dinlerken tüylerim ürperiyor.
Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı da bunlardan pek geri kalmıyor.
Herkes ama herkes sorunların, yüce bildiğimiz meclisin çatısı altında görüşülüp tartışılmasından yana ama öyle olmuyor, bu gerçek salt sözde kalıyor.
Birinin ak dediğine öteki kara diyor.
Birinin doğru dediğine öteki yanlış diyor.
Böyle bir meclis ortamında sorunlar, sağlıklı bir biçimde görüşülüp tartışılabilir mi?
X
Gazeteciler, yaptığı haberden dolayı gözaltına alınıyor ve ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemi ile yargılanıyorsa, hangi gazeteci ne diyecek?
Neyi, nasıl yazacak?
Bu korkudan dolayıdır ki bile bile, göre göre yazmıyor, yazamıyor.
Bu durumda da kimseyi kızdırıp tepki çekmemek için çarpıtılmış, takla attırılmış haberlerle yetiniyor.
Korkunun ecele faydasının olmadığı aklına bile gelmiyor.
Son soru;
Nereye ve ne zamana kadar?...
|