İç İşleri Bakanının, “yüzde 99 halledilmiş durumda” demesine karşın, Güneydoğu’da ölümler, yıkımlar sürüyor.
Haberleri ürpererek izliyoruz.
Çünkü şehit haberinin gelmediği gün yok.
Güneydoğu’da, bazı kentlerde yaşanan kargaşanı yüzde 99 halledildiğine gel de inan.
Bu arada ölümden kaçan on binlerce Suriyeli, güney sınırımıza dayanmış, Türkiye’ye sığınmak istiyor.
Bu soğuk kış aylarında insanların yurdundan, yaşadığı kentinden, köyünden, evinden ayrılmak zorunda kalması, dayanılması zor bir acı.
Geçtiğimiz hafta içinde Kilis’in Öncüpınar Sınır Kapısı’na dayanan Suriyelilerden önce, nüfusu yaklaşık 100 bin olan Kilis’te, bu nüfusun neredeyse iki katı Suriyeli sığınmacı yaşıyordu.
Kimi konteynır kentlerde, kimi çadır kentlerde kimi de kent içinde buldukları evlerde barınıyorlardı.
Kilis Valisi Süleyman Tapsız’ın açıklamalarına göre, 30 – 35 bin sığınmacı daha yeni çadır kentlere yerleştirildi, 70 bine yakın Suriyeli de Öncüpınar Sınır Kapısı’nda bekletiliyor.
Hatay sınırına dayananlar bu sayının dışında.
Kilis’te yaşayanlar, sınıra yakın bölgedeki patlamalar ve silah seslerinden dolayı tedirgin. Zaman zaman Kilis kent merkezine bombalar düşüyor ve bu bombalar nedeniyle ölenler, yaralananlar var.
X
Yanlış bir dış politika sonucunda, cennet ülkemin nasıl sıkıntılar yaşadığını dünya çok iyi biliyor.
Bir Arap ülkesi olan Suriyeli sığınmacıları, Lübnan’ın dışında hiçbir Arap ülkesi kabul etmedi.
Hatta bazı zengin Arap ülkeleri, dayanılmaz bir görgüsüzlükle, “size para verelim, onları siz barındırın” deme yüzsüzlüğünü bile gösterdiler.
Can derdine düşen Suriyeli sığınmacılardan bir bölümü de kaçak yollardan Avrupa ülkelerine gitme çabası içinde ancak bu çaba, bir kısmının trafik kazalarında, bir kısmının Ege Denizi’nde boğularak ölmelerine neden oluyor.
Hatay ve Kilis, sığınmacı sıkıntısının en yoğun biçimde yaşandığı kentlerimiz.
Sığınmacı sıkıntısının yanı sıra patlamalarla, silah sesleriyle tedirgin bir biçimde yaşamaya çalışıyorlar.
Güneydoğu hem içte hem de güney sınırımızda yaşananlardan dolayı diken üstünde.
Bu kargaşa içinde cumhurbaşkanının dünya gezisine çıkması, başbakanın Suudi Arabistan gezisi pek yadırganmıyor desem, galiba hak verirsiniz.
Çözüm mü?
“Hak getire” demekten başka bir çözüm yolu görünmüyor…
|