Bugünkü yazımda daldan dala sekeceğim.
Hep politikacılar mı sekecek? Biraz da biz sekelim…
Ülkem barut fıçısı gibi.
Ne zaman nerede patlayacağı belli olmayan insanların yaşadığı bir iklime girdik.
Ne zaman girdik, nasıl girdik sorgulamak gerek.
Birdenbire mi girdik?
Her şeye göz yumarak adım adım mı girdik?
Yoksa reformist, çağdaş dünyaya ayak uydurmak isteyen iktidarlar geldi de bizi onlar mı tasarımlamaya çalışıyor? Belli değil…
Yani kardeşim, kimin kimle beraber olduğu belli olmayan bir Hacivat – Karagöz düzeninden mi geçiyoruz?
Bakın, oynanan oyunun adını farkında olmadan koyuverdik;
Neymiş?
Hacivat – Karagöz oyunu.
Şimdi sorsak;
“Eeyy Hatay, ne durumdasın?”
“Eeyy Kilis, halinden memnun musun?”
“Eeyy Gaziantep, eeyy Şanlıurfa ey ey ey…” diye sorular sorsak, nasıl yanıtlar alırız diye hiç düşündük mü?
Varsa yoksa “eeeyy Amerika, eeey Nato, eeyy Birleşmiş milletler, eeyy AB” Başka duyabildiklerimiz var mı?
Peki, bu eeyy diye höykürdüğümüz merkezlerden bize nasıl yanıtlar geliyor?
Bilenler parmak kaldırsın…
X
GAÜN Dayanışma Umut Yolu Topluluğu, “Mezuniyet sonrası hizmet alanı olarak diyanet” konulu bir konferans düzenlemiş. İl Müftüsü Ahmet Çelik, bu konferansa konuşmacı olarak davet edilmiş.
Hoca konuşmasında çeşitli liselerde, çeşitli üniversitelerin çeşitli fakültelerinde okuyan öğrencileri yok sayarcasına, “ilahiyat öğrencileri, imam hatip öğrencileri bizim umudumuzdur” demiş.
Ah hocam ah, keşke “tüm öğrenciler bizim umudumuzdur” deseydiniz.
Hocanın Avusturalya, Amerika, Afrika, Orta Asya için yol göstermelerine de bayıldım.
Aniden, “hoca politikaya ısınma çalışması yapıyor galiba” diye bir düşünce aldı beni.
Başkaca bir şey de düşünemedim.
Ve bu GAÜN haberi, haber merkezince basına servis edilen “düzeltilmiş haber” idi.
Nesi ve neresi düzeltildiyse…
|