Geçtiğimiz günlerde memleketin nimetlerinden en fazla yararlanan birisi “90 yıllık enkazı kaldırdık.” Demedi mi?
Bundan bir süre önce de yine başka birisi “90 yıllık reklam arasından” Bahsetmişti.
Doğrusunu isterseniz birilerinin, hemen her fırsat bulduklarında Cumhuriyete saldırmaları yeni bir şey değil…
Çünkü 90 yıllık Cumhuriyet döneminde
Ne ağalık ortadan kaldırılabildi…
Ne de tarikat ve cemaatler…
Birileri bu tür kurumların varlığını hazır oy deposu olarak kabul ettiklerinden olsa gerek…
Özellikle çok partili rejimin başından bu yana bu konularla ilgili hiçbir adım atılmadığı gibi tam tersine korunup kollandı…
Bugün bile TBMM çatısı altında 90 yıl önce kaldırılan o kurumların kalıntılarına çokça rastlamak mümkün…
Aslında bunu…
Yani bu tür kurum ve kuruluşların varlığını pek çok yerde tartışmalarda görmek mümkün…
Çünkü bunlar egemenliğin millete geçmesini kabul etmedikleri gibi…
Kadınların sosyal yaşamda yer almasını da kabullenmemektedirler…
Dolayısıyla; Cumhuriyetle oluşan millet, ortak kültür, tarih, dil…
İstiklal marşı gibi kavramların da onlarca herhangi bir anlamı bulunmamaktadır.
Hem zaten Türkçenin kaldırılması için bile kampanya açmaya çalışmadılar mı?
Aslında millet bilinci işin nirengi noktasınıoluşturmaktadır…
Bu olmayınca ne emperyalizme karşı bir duruşolabilmektedir…
Ne de bağımsızlık…
Ekonomik gelişme, sanayileşme, kalkınma gibi konularda ise bırakın yakını, uzağından bile geçmemektedirler…
Hani bunlar Osmanlı hayranı olup akıllarınca Osmanlıyı başkanlık adı altında yeniden canlandırmaya çalışıyorlar ya…
Ve birileri onun çok kültürlü çok kimlikli bir devlet olduğunu unutarak Türk imparatorluğu olduğunu falan sanıyorlar…
Bilmelisiniz ki böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil…
Buradan enkaz konusuna dönecek olursak…
Bir imparatorluk düşünün ki egemenliği altındaki tüm milletler dini ve milli kimliğini koruyor, oldukça da örgütlüler…
Yani anlayacağınız ortak herhangi bir kimlik falan söz konusu değildi…
Bu arada söz kimlikten açılmışken…
Son zamanlarda sıkça dillendirilen eşit vatandaşlığa da değinmeden geçmek olmaz…
Bilindiği gibi Osmanlıda eşit vatandaşlık falan değil düpedüz ayrıcalıklı vatandaşlık söz konusuydu…
Kapitülasyonlardan bu yana yabancı ülke vatandaşları ve dini cemaatlerin birçok ayrıcalıkları yanında, ayrı mahkemeleri bile bulunuyordu. Yani çok hukukluyduk.
Ne zaman eşitlik oldu biliyor musunuz daha doğrusu tek hukuklu olduk?
1923’de kurulan Cumhuriyet’le…
Elbette ekonomik durumdan bahsetmemek de mümkün değil…
Sanayi devriminden uzak kalınıp, sefer yapılamaz hale gelinince…
Haliyle memleket borçla yönetilmeye başlanıyor…
Ödenemeyince de vergisine, maliyesine el konuluyor…
Sonrasında yaşanan Sevr gibi bir hezimeti söylemeye bile gerek yok ama…
Demek istediğim…
Eğer Lozan…
Daha doğrusu Mustafa Kemal olmasaydı bu günkü Türk devletinin de yerinde yeller esecekti.
Bugün siz…
“Enkaz”, “reklam arası” falan diye aklınızca küçümsüyorsunuz ya
Şunu bilmenizde yarar bulunuyor…
O çok sevdiğiniz…
Tekrar diriltmek hayalini kurduğunuz…
Padişah olabilmek, saltanata kavuşmak için yanıp tutuştuğunuz Osmanlının borcunu…
1954’e kadar o “enkaz”dediğiniz Cumhuriyet ödemişti
Üstelik
O borcun bir kuruşunun bile, tarım, sanayi yani kalkınma için harcanmamasına rağmen…
|