Oğlancılık, mahbupçuluk, topçuluk, kodoşluk, zamparalık, sevicilik, demcilik gibi daha birçok sözcük, bizim cinsel literatürümüzde var mı?
Var…
Dahası, “gönlü olanı severler” diye bir özdeyiş var mı?
Var…
Çocuğa cinsel istismarı bunun dışında tutuyorum.
“Bir kereyle bir şey olmaz” diyebilen dövlet böyüğümüz var mı?
Hamdolsun(!) o da var…
Ama Türkiye güçlü bir ülke.
Her şeyin üstesinden geldiği gibi bu uçkur meselesinin de üstesinden gelecektir.
Gelmesine gelecek de ne zaman?
Uçkur meselesi bitecek mi?
Sanmıyorum.
Çocuk gelinlerin ayyuka çıktığı bir atmosferde bu konu bitirilebilir mi?
Anasının diz kapağından tahrik olan, 7 yaşındaki kızını öperken tahrik olan sahte din uleması zevat bitmedikçe, bu uçkur meselesi de bitmez.
“Çalışan kadın fuhuşa hazırlık yapar” diyebilen, “hamile kadının sokakta dolaşması terbiyesizliktir” diyebilen edepsizler bitmedikçe, hele “dekolte giyinip sokağa çıkana tecavüz edilir” diyebilen bilim adamı, etiketli soytarılar oldukça…
Çünkü bunların akılları apış aralarına yerleştirilmiştir.
Osmanlı’nın haremini de gündeme taşıyanlardır bunlar.
Ahlak anlamını yitirmiş…
Her gün televizyonlarda kimin eli kimin cebinde programları, karı – koca bulma programları boşuna yapılmıyor.
Böyle programların izleyicileri de bol miktarda.
Dindar kimliği ile bilinen bir vakıfta, 45 çocuğa cinsel taciz uygulanmış.
Hemen birileri çıkıp, koruma telaşı ile “45 değil 10 çocuk” diyebiliyor utanmadan.
Oysa bir çocuk bile olsa, olayın üstüne sıkı bir biçimde gidilmeli değil mi?
Yok, öyle olmuyor.
İlgili vakfı koruma kollama çalışması başlatılıyor.
Günümüzde yaşanan bu tür olaylar, artık uçkur meselesi olmaktan çıkmış, ahlak meselesi haline gelmiştir.
Ahlaksız insanları korumak da devleti yönetenlere düşüyorsa, söylenecek söz kalmamıştır.
Eeee, n’olacak o zaman?
Varsın kör tuttuğunu sevsin diye düşünülüyorsa, zaten öyle olmuyor mu?...
|