Cennet ülkemin Doğusu, Güneydoğusu sanki savaş alanı.
Güney sınırımız hala yolgeçen hanı.
Kilis’e atılan füzeler, roketler can alıyor.
Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa diken üstünde.
Bırakın bu sınır boyundaki illeri, ülke ateş hattına girmiş gibi.
Bunca sıkıntıya karşın Ankara, ülkeyi günlük güneşlik göstermeyi maharet sanıyor ki dokunulmazlık konusunda mangalda kül bırakmıyor.
İktidarıyla, muhalefeti ile yüce bildiğimiz mecliste, açık açık sidik yarışı yapılıyor.
Biz Şam’da Emevi Camiinde namaz kılmayı hayal ederken, Şam – ı şerif bize duhul eyleyiverdi.
Hem de ne duhul eyleme, yurtseverlik duygusu olmayan 3 milyona yakın Suriyeli gelip bizim içimize girdi.
Eyvallah, darda kalana, zorda olana yardım etmek insanlık görevidir ancak sınırdaki kent merkezlerime füzeler atılmasını hala anlayamadık.
Benim anlayıp anlayamamam önemli değil, yüce meclis bile anlayamamış görünüyor.
X
Kilis’in AKP’li belediye başkanı, Kilis’te yaşanan sıkıntıları partisine, partisinin yetkililerine anlatamamış olacak ki Alman Şansölyesi Merkel’i Kilis’e davet etti.
Hem de binlerce imza toplayarak.
Kilis Belediye Başkanı başka bir partiden olsaydı, çoktan vatan haini olarak suçlanmıştı.
Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı Kilis’e geldiğinde, kentin çektiği sıkıntıyı onlara anlatamamış olacak ki umudunu Alman Şansölyesinin Kilis’e gelmesine bağlamış gibi geldi bana.
Ya da Suriyeli sığınmacılar için Avrupa’nın taahhüt ettiği 3 milyar Euro’dan pay alma sevdasına kapıldı.
Her neyse, geliyor, gelmiyor derken Merkel’in 23 Nisan günü doğrudan Gaziantep Havalimanına ineceği ve oradan da Kilis’e geçeceği açıklandı.
Avrupa’nın, o 3 milyar Euro’yu bize neden vereceğini hala anlayamadıysak vah bize.
“Bizim ülkemize gelmelerini engelleyin, aha size para da verelim, onları siz barındırın” dememişler miydi?
Bekleyip göreceğiz…
|