Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımızda caddelerinde, sokaklarında, parklarında şarkılar söyleyerek gezdiğimiz Kilis’te, bugün patlamalar yaşanıyor, insanlar yaralanıyor, ölüyor.
Ne oldu da böyle oldu diye sorgulayan yok…
Haber tiryakiliğim var.
Hani gazeteciyiz ya!
Akşamları elimde kumanda, haber kanallarını gezip dururum.
Son günlerde Kilis’e atılan roket ve füze haberlerine eğilen, Kilis’in, Kilislinin yaşadığı sıkıntıları derinliğine işleyen bir haber görememek kahrediyor beni.
Sanki suçlusu benmişim gibi gazeteciliğimden utanıyorum…
Kilis’in, iktidar partisinden iki milletvekili var.
Mecliste ikisinden de bu konuda ses yok.
Belediye başkanı hoparlörden anons yaptırarak “evlerinizden çıkmayın” diyor.
Vali başka bir alem, başkanın tavsiyesine uymayanlar için, “abdestsiz sokağa çıkmayın” diyor.
Kilislide ne bir ses ne bir nefes.
Çoğu Kilis’i terk etme telaşında.
Ankara, Kilis’te yaşanan olaylar konusunda üç maymunu oynuyor.
Çözüm mü?
Hak getire…
Yarın Alman Şansölyesi Merkel Kilis’e gelecek.
Kilisli, nüfusunun iki katı Suriyeli sığınmacılara gösterdiği engin konukseverliğini ona da gösterecek.
Meşhur Kilis Tavası ikramında bulunacak, üstüne de patentli Kilis Katmeri ikram edecek.
Bunlar tabi ki Merkel’e yabancı lezzetler.
Kilis’in, Kilislinin zaten tadı tuzu kalmamış.
Her gün patlama sesleriyle uyanmak hatta uyuyamamak, bu şirin kentte yaşayan yurtsever insanların sinir sistemini allak bullak etmiş durumda.
Kilis’i yönettiğini sananlar hala Nobel Ödülü düşünüyorlar mı bilemiyorum ama Kilisli ödül mödül değil huzur istiyor.
Kaçırılarak yeri değiştirilen Süleyman Şah Türbesini, Dış İşleri Bakanının deyişiyle, “orijinal yerine” götürmeyi düşünen anlayış, Kilis’e eski huzurlu ortamını getirmek için ne düşünüyor bilemiyorum.
Kilis’te korkulu bekleyiş sürüyor.
Ne bekleniyorsa…
|