Bu yılın Ocak ayından başlayarak Mayıs ayı ortalarına kadar süren bir Kilis projesi vardı.
Bu sinsi ve kirli plan çerçevesinde Kilis kent merkezine, kırsala atılan füzelerden, roketlerde çaresiz duruma düşen kentte 21 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.
Konutların, işyerlerinin, ekili alanların hasarını saymıyorum.
Ülkeyi yönetenlerin konuya duyarsız kaldığını geç anlayan Kilislilerin bir kısmı, doğup büyüdüğü ve gül gibi yaşadığı kentlerini terk edip, çevre illerdeki yakınlarının yanına sığınmışlardı.
Hatta iktidardaki partisinden umudunu kesen AKP’li Kilis Belediye Başkanı, Birleşmiş Milletleri, Nato’yu göreve çağırmıştı.
Vali, abdestsiz sokağa çıkmadığını söylemiş, Kilislilere de abdestsiz sokağa çıkmamalarını önermişti.
Başka illerin milletvekilleri Kilis’te yaşananları mecliste dile getirirken, Kilis’in iktidardan olan iki milletvekilinden uzunca süre ses soluk çıkmadı.
Sonunda biri çıkıp mecliste konuştu ama ne konuştuğunu kendisi de anlamadığından olsa gerek, sosyal medyada alay konusu oldu.
Sonunda bu işe bir çözüm bulunması gerektiğini düşünen Cumhurbaşkanı, Kilis’in iki milletvekilini, valisini, belediye başkanını ve AKP il başkanını saraya çağırarak, kendisini bilgilendirmelerini istedi.
Oysa Kilis’te yaşananları dünya alem biliyor, yabancı ülkelerin televizyonları, gazeteleri Kilis haberlerine geniş yer veriyorlardı.
Bizim yaygın ve saygın basınımızın da aklına geldi ve Kilis haberlerini vermeye başladılar.
Saraydaki toplantı bitip, Kilis’i yönettiklerini sananlar Ankara’dan döndükten sonra, sınırın öteki tarafından atılan roketler, füzeler, ne hikmetse duruverdi.
Peki konu neydi?
Ölen 21 insanın ne suçu vardı?
Yaralanan yüzlerce kişi ne suç işlemişlerdi.
Madem bu iş bu kadar kolay bitiriliyordu da neden Ocak ayından Mayıs ortalarına kadar sürdü?
Kilisli neden can korkusuyla kentini terk etmek zorunda kaldı?
Şimdi şöyle bir soru sormakta haksız mıyız?
Kilis’te yaşanan bu kargaşa, sinsi ve kirli bir planın kalleşçe uygulaması mıydı?
Merak bu ya!
Aklımıza böyle saçma bir soru takılıp, beynimizi kemiriyor.
Bir yanıt veren çıkar mı bilmem?...
|