Şimdi siz, son zamanlarda iktidar çevrelerince yapılan yeni anayasa, daha doğrusu…
Laikliğin olmadığı dindar anayasa çalışmalarını görünce, ister istemez kaygıya kapılıp…
Baskıcı…
Dini…
Bir anlamda Suudi Arabistan benzeri bir devlete dönüşeceğimizi düşünerek endişeye kapılabileceğiniz gibi…
Tam tersi olarak dininizi çok daha rahat yaşayabileceğinizi düşündüğünüz bir düzenin geleceğini de hayal ediyor olabilirsiniz…
Ancak şu kadarını söyleyim…
Hangi şekilde düşünüyor olursanız olun işin ekonomik boyutunu hesaba katmıyorsanız, bilin ki fena halde yanılıyorsunuz.
Neden mi?
Şunun için
Bundan çok uzun yıllar önce zamanın Avrupa devletleri hasta adam dedikleri Osmanlıyı kendi aralarında paylaşmak için çeşitli anlaşmalar yapıp, Mondros ve Sevr anlaşmasıyla da ...
Bu düşündüklerin uygulamaya koymadılar mı?
Neydi amaç
Osmanlıyı parçalayıp ekonomik kaynaklarına el koymak…
Bir anlamda başardılar da…
İstiyorlardı ki…
Osmanlıda bulunan her türden etnik ve dini grup kendilerince de desteklenerek ayrılsın ve bağımsızlığını kazansın.
Tabi Türkler hariç…
Ama 1919 yılının 19 Mayıs’ında Samsun’a çıkıp dağılan bir imparatorluğun küllerinden bir milli devlet kurmak için harekete geçen Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun arkasından gelen Türk Milleti bu planı olduğu gibi çöp tenekesine atıverdi…
Atmakla da kalınmadı…
Yaklaşık üç buçuk yıl süren bir Kurtuluş Savaşı’nın ardından bağımsız bir Cumhuriyet’ de kuruldu…
Bununla yetinilmedi
Hemen her alanda emperyalizmden bağımsız olmak için müthiş bir çaba içine girildi…
Hani bugün yabancılara satılması için uğraştıkları demiryolları o dönemde zaten yabancılara aitti…
Hatta bankalar…
Sanayi kuruluşları…
Limanlar…
Deniz taşımacılığı…
Hemen hepsi yabancılarındı.
O kadar ki…
Adamlar devletin yerine vergi toplar duruma bile gelip, özel güvenlik teşkilatı bile oluşturmuşlardı.
Yani demek istediğim, Cumhuriyet’le birlikte tüm bunlar millileştirildi ve emperyalistler ülkeden kovuldu ama onlar bunu…
Hiç mi hiç içlerine sindiremediler ve hemen her fırsatta eski günlere dönebilmek uğruna ellerinden ne gelirse onları yapmaktan geri durmadılar…
Sonuçta buldular da…
İslamcı bir partinin iktidarı, onlara tüm istediklerini altın tepsi içinde sunacaktı…
Önce ülkenin ekonomik kaynakları bir bir elden çıkarıldı…
Ardından binlerce dönüm toprak…
Ama bunun da yetmeyeceği açıktı…
Hani olur ya, gün olur milli bir iktidar ortaya çıkarsa diye, uzun vadeli geleceği bile garanti altına almaktan geri durmadılar. Biliyorlardı ki topraklar…
Bankalar, madenler, sanayi gidebilirdi ama…
O toplumda milli bir düşünce olduğu sürece bunların geri alınması riski her zaman için olacaktı…
Onun için bu kez işi sağlama almak istediklerinden eğitimi de unutmadılar…
Çünkü biliyorlardı ki
Yetişecek çocuklar milli düşünceyle değil dini düşünceyle yetişirse, ne vatan diye bir kavramla tanışacaklardı…
Ne de emperyalizmle…
Hele bir de demokrasi adına tarikat ve cemaatlere böldüler mi demeyin gitsin…
Yani sorun sanıldığı gibi dini değil…
Dini görüntüsü altında Türkiye’nin ulus kimliğinden sıyrılıp tamamen sömürgeleştirilmesidir…
Hem ülkemizi ilgilendiren hemen her konuda milli bir çizgi izlenmemesi de bunun en açık göstergesi değil mi?
|