Yaşanan olaylara dikkatle bakan insanların akılları alt üst oluyor.
Anamuhalefet partisi liderinin şehit cenazesine gönderdiği çelenk parçalanıp caminin dışına atılıyor.
Akıllar alt üst…
Ayni şehitlerin cenaze törenine katılan ayni lidere mermi atılıyor.
Hem de başbakan, eski cumhurbaşkanı, iç işleri bakanı, bazı bakanlar, emniyet yetkilileri de oradayken ve onların gözleri önünde.
Akıllar alt üst…
Olayı gerçekleştirenler gözaltına alınıyor ve ardından serbest bırakılıyorlar.
Akıllar alt üst…
Bu “üst akıl” sözcüğünü, büyük, güçlü, dost ve müttefik, dünya ağası bir ülkeyi ima ederek söyleyen cumhurbaşkanı, dünyaca ünlü boksör Muhammet Ali’nin cenaze törenine katılmak için bu ülkeye gidiyor.
Aaa, bir de bakıyorsunuz, cenaze törenini yarım bırakıp ülkeye dönüyor.
Akıllar yine alt üst…
Sen, kendi aklını hiçe sayarak “üst akıl” dersin ve kimse anlamaz sanırsın ama adamlar akıllı.
Diplomatik bir davranışla, diplomatik dil kullanarak seni dikkate almadıklarını belirterek, hareket kabiliyetini pat diye kısıtlarlar.
Ve sen de bu davranışa küserek gerisin geri ülkene dönüverirsin
Biz, yurttaş olarak aşağılandığımızı hissederiz ve aklımız alt üst olur…
Çünkü onlar, bize benzemezler, emir almaktan hoşlanmazlar.
Şovun daniskasını yaparlar ama başka ülkeden birinin gelip ülkelerinde şov yapmasını istemezler.
Şimdi ne olacak?
Kapatın İncirlik üssünü desek, bize kızarlar.
Onlara ambargo uygulayın desek, nesine uygulayacağız derler.
Eeeyy Nato, eeey Birleşmiş Milletler diye bir ayar çekin desek, suçlu biz oluruz.
Ha bir de eeeyy Amerika diye dayılansak ne olur bilmiyorum.
Üst akıl, orta akıl, alt akıl derken benim de aklım karıştı.
Yahu neler söylüyorum ben?...
|