Türkiye Cumhuriyeti henüz 100 yaşını doldurmadan darbelerden çok çekti.
Komedi gibi son darbe girişiminde asker ile polis, asker ile halk karşı karşıya geldi.
Öldürülen askerlerin, polislerin, sivillerin hesabını kimden soracağız?
İşin en komik yanı da bu darbe komedisi sırasında yüce meclisin bombalanması.
Askerin içinde “bir kısım çete” diye küçük görülerek tarif edilen darbeciler için, neden TSK’nın diğer kısmı ile müdahale edilmedi de halk neden havaalanlarına meydanlara davet edildi?
Hem de Diyanet İşleri Başkanlığının imam ve müezzinlere verdiği talimatla organize ettiği salalar ile…
Madem halk bu kadar çabuk organize olup meydanlara iniyordu, neden her gün Doğu’dan, Güneydoğu’dan şehit cenazeleri gelirken halk meydanlara çağrılmadı?
Bu ülkenin insanı darbelerden çok çektiği için, darbe yanlısı olmadı, olmaz da.
Türkiye’yi Fetullahçı bir asker gurubuyla yeniden tasarlama kalkışmasına karşı halkı sokaklara, meydanlara çağırmak doğru mudur?
Ya bu halkı meydanlardan çıkaramazsak…
Bu kalkışmayı iyi okumak gerek.
Bu son darbe komedisi ile daha da güçlenen iktidarın, bundan böyle nasıl davranacağını merak ediyorum.
En önemlisi de bu darbe komedisi yazılırken, istihbarat neredeymiş?
X
Terör, genelde Ortadoğu’da kol geziyor.
Hem de yıllardır.
Emperyalist ülkelerin taşeronu olarak bilinen terör örgütlerinin dinle, imanla, ırkla en önemlisi de insanlıkla ilgisi yoktur.
Dünyada ve özellikle de bizde terörle mücadele yerine teröristle mücadele yapılır.
Büyük bir yanılgı daha var; Kürt ile PKK terör örgütünü, inanmış takva insanla cemaati ve İslamcı görünümlü terör örgütlerini ayırt edemeyiz.
Terör örgütleri, kendilerini üretip koruyan, kollayan emperyalist devletlere karşı bumerang eylemleri yapabiliyorlar.
Benim cennet ülkem terörden çok çekti, hala da çekiyor.
Her gün şehitler veriliyor, her hafta bir yerlerde canlı bombalar patlayıp canlar alıyor.
Başlangıçta “öfkeli çocuklar” diye hoş görülüp hafife alınan IŞİD canavarının geldiği nokta ortada.
Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirliklerinin dışında, hiçbir İslam ülkesi huzur içinde değil.
Fransa’da, monarşiden demokrasiye geçiş devriminin yıldönümü olan ve Bastil Günü olarak yapılan kutlamalarda, terör bir kamyonla ortaya çıktı.
100 e yakın ölü ve yüzlerce yaralı.
Ve bu olayla ilgili bizde yayınlanan bir gazetenin manşeti; “Afrika’da soykırım yapan Fransa’ya az bile…”
En az terör kadar ürpertici bir manşet.
Yani “oh olsun, az bile yapmışlar” mantığı ile teröre, teröriste arka çıkma biçimi.
Teröristle mücadelede hiçbir ülke başarı sağlayamaz.
Dünya, bir an önce terörizm ile mücadele ortaklığına girmelidir.
Biz terörle yaşamaya alışamadık.
Bakalım Fransa alışacak mı?
|