Doğrusunu isterseniz bu işin başlangıcı olarak 1970’li yılların sonunu kabul edebiliriz çünkü…
Adı bile amacını ifade eden o malum dergi işte o 1970’li yılların sonunda yayına başladı. (1979)
Önce ortaokul öğrencileri yandaş öğretmenler eliyle Sızıntı’yla tanıştırıldı...
Sonra da bu öğrencilere barınacak yurtlar yapıldı…
Ardından da tarikatın okulları memleketin dört bir yanını sonra da dünyanın her yanını sardı.
Erbil’de bile okulları vardı…
Tabi okulları yapmakla iş bitmedi oradan yetişen öğrencilerin özellikle kamuda…
Hakim, savcı…
Polis…
Öğretmen olması gerekiyordu ki toplumda çok daha fazla etkili olunabilsin…
Başarılı olundukça da hedefler yükseltildi.
En önemli hedefleri de askeri lise ve harp okullarına öğrenci sokmaktı
Biliyorlardı ki orduyu ele geçirebilirlerse ülkeyi de ele geçirebilirlerdi…
Aslına bakarsanız bu hiç de kolay olmadı…
Gerçi dershanelerde bu konuda gereken yapılıyordu ama devam eden öğrencilerin fişlenmesi olasılığı hepsini tedirgin ediyordu…
Doğrusunu isterseniz çözüm de buldular…
Öğrencileri sahte isimle kaydetmek her kimin aklına gelmişse tam da bu iş için biçilmiş kaftandı…
Elbette tüm bunlar yapılır hemen her yerde örgütlenilirken bundan rahatsız olan dönemin Emniyet Müdürü, olan biten herşeyi dönemin yöneticilerine kanıtlarıyla açıkladı ama o dönemde herkes cemaatten yana olunca hiç bir şey yapılmadı…
Hatta dönemin Emniyet Müdürünce Fetö’cülerin Haşhaşi şeklinde örgütlendikleri bile ilgili makamlara bildirildi ancak…
Kimse oralı olmadı…
Açıkça söylemek gerekirse herkes uyuyordu…
Yurtsever bilim adamı Necip HABLEMİTOĞLU bu örgütün yaptıklarını kanıtlarıyla anlattığı kitabı KÖSTEBEK’i çıkardıktan birkaç ay sonra katledildi…
Dönemin hiç bir yetkilisi de, bunu kim yaptı?
Neden yapıldı? Diye sorma gereğini bile duymadı.
Şimdi 15 Temmuz’daki başarısız darbe girişimden sonra bazıları birilerini, darbecilikle suçluyor…
Birileri de işi ahmaklığa vurarak geçiştirmeye çalışıyor ya…
İnanın
1980’den beri bu örgütün kamuda önünü açmayan…
Destek olmayan, ona meşruluk kazandırmayan ne bir milli eğitim bakanı bulunuyor…
Ne başbakan…
Ne de cumhurbaşkanı…
1980 darbesinin lideri Kenan Evren’den tutun…
Demirel…
Ecevit…
Deniz Baykal…
Tansu Çiller’…
Mesut Yılmaz…
Bülent Arınç…
Tayyip Erdoğan dahil hemen hepsi, geçmişte bu örgütün memleket içinde istediği gibi at koşturmasına destek oldular.
Geçtiğimiz yıllarda Cemaatçe düzenlenen UluslararasıTürkçe Olimpiyatları bugün en çok Fetö karşıtlığına soyunanların bile ziyaret yeriydi denilebilir…
Tabi bu arada Abant Platformu’nu da unutmamak gerekiyor…
Çünkü biliniyor ki orası da yakın geçmişte…
Yetmez ama evet’cilerin en önemli fikirsel beslenme yerlerinden biriydi…
Gelelim operasyon ve tasfiyelere…
Darbecilere, yani bilerek isteyerek işin içine girenlerle ilgili yapılanlara hiçbir sözüm yok ama…
Devlet içine çöreklenmiş bu ABD, İsrail destekli yapıyı gerçekten bitirmek istiyorsanız…
Önce Fetö‘yü halkın gözünde meşru hale getirmek için yıllardır destek veren…
Arsa sağlayan…
Kanat gerenden başlanması gerekiyor…
Öğretmen ve memurdan değil…
|