Sıkıntılı ve zor günlerden geçiyoruz.
Plansız, programsız ve yanlış bir dış politikanın nelere mal olduğunu yeni yeni anlamaya başladık.
Bir zamanların ABD Dış İşleri Bakanı Konzaliza Rays’ın (okunduğu gibi yazıyorum) “Ortadoğu’nun haritasını yeniden çizeceğiz” sözlerini iyi okuyamadık.
Bırakın bu söylemin ne demek olduğunu anlamayı, uygulamak istedikleri Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) eş başkanlarından biri olduğumuzu övünerek, kasıla kasıla söylemeye başladık.
Ortadoğu’daki tüm kargaşanın nedeninin, İsrail’in güvenliği için olduğunu bir türlü anlayamadık.
Hala da anlamakta zorlanıyoruz.
X
Olağanüstü günlerden geçerken, devlet adamlarımızın birbirinden haberlerinin olmadığını da verdikleri demeçlerden anlıyoruz.
Ankara’da iktidar, askeri okulların bir süre kapatılacağını söylerken, Gaziantep’e gelen Cumhurbaşkanı baş danışmanı Şeref Malkoç, “15 Temmuz darbe girişimi askeri okullarda okutulacak” diye konuşabiliyor.
X
Bu FTÖ operasyonları sürerken, hala sokaklarda, meydanlarda teröre karşı çıkan halkımız, FTÖ yandaşı siyasetçilere ne zaman sıra geleceğini merakla bekliyor.
Asker kanadı, polis kanadı, medya kanadı, 657 kanadı, üniversiteler kanadı, vali – kaymakam kanadı, sanayici – işadamı kanadı tamam da siyasi kanadını bunların dışında tutmayı halk içine sindiremiyor.
Ve siyasi kanada yapılacak operasyonu da merakla bekliyor.
Ama ayrım yapmadan, sizden bizden demeden…
X
Televizyon haberlerini izliyorum, gazeteleri okuyorum, herkes FTÖ’ye karşı.
Herkes kahraman.
Hem de her fırsatta hocaefendiye saygı göndermeleri yapanlar bile kahramanca(!) Fetullah Gülen’e ve yandaşlarına veryansın ediyor.
Yani mabat korkusundan zübüklük gırla gidiyor.
“Dün neredeydiniz?” diye sorduğunuzda utanmadan, sıkılmadan “valla aldanmışım” diyebiliyor.
Üstelik bir de vatan kurtaran kahraman pozuna bürünüyorlar.
Yani herkes kahramanlık taslamaya başladı.
15 Temmuz sonrası bir yazımı “aman dikkat” diye bitirmiştim.
Yineliyorum; aman ha aman dikkat…
|