İki haftalık bir aradan sonra yeniden merhaba.
Güzel ve iyi insan kayınbabamın kaybı, onun toprağa verilmesi ve ardından eş dostların baş sağlığı ziyaretleri nedeniyle bir süre yazamadım.
Bu yazamadığım süre içinde gündemin sık sık değiştiğini, baş sağlığı için gelen dostlardan öğreniyordum.
Başsağlığı dileğinde bulunan tüm dostlara şükranlarımı sunuyorum.
Normal yaşama yeniden dönmek ve yazarak paylaşmaya başlamak güzel bir duygu.
X
Piyasaya yanmaz kefenler sürülecek kadar din ticarete araç edilirken ilahiyatçılar sustu, kelamcılar sustu, felsefeciler sustu, en önemlisi de Diyanet İşleri Başkanlığı sustu.
Dinin ticarete ve siyasete alet edilmesine herkes göz yumdu.
Bu arada yeni yeni dinci geçinen din efendileri çoğaldıkça çoğaldı.
Derken 15 Temmuz darbe girişimi geliverdi.
16 Temmuzdan başlayarak her kentte belediyelerin organize ettiği, çorbadan dönere, dondurmadan tatlıya bedava dağıtılan gıda maddelerine hücumu üzülerek izledik.
Fetullah Gülen bana göre meczubun biri.
Zeki insanlardan bir kalabalık oluşturma, sonra bu kalabalığı tam bir biat sistemiyle aptallaştırma işlemine cemaatçilik deniyor.
Meczup dediğim bu adamı da cemaatin lideri yapıp piyon olarak kullanıyorlar.
İşte Türkiye’deki 15 Temmuz kalkışmasını yapanlar, bu meczubu yıllardır kullananlardır.
Ancak Silahlı Kuvvetlerdeki aydınlık, Atatürkçü komutanların engellemesi ve halkın silahın üstüne üstüne yürümesi, heveslerini kursaklarında koydu.
Emperyalist ülkeler, görmek istedikleri tabloyu Türkiye’de göremediler.
Darbe girişimi kimlerden geldi?
Gezicilere, muhalif gazetecilere, bilim adamlarına, askerlere darbeci diyorlardı.
Darbe, bunlara darbeci diyenlerden geldi.
Şimdi çoğu tutuklu, bir kısmı da kaçak.
Yıllarca Feto’yu övenler, şimdilerde sövmeye başladılar.
Dünün Feto’cuları, artık televizyon kuşu olup her gece ekranlardan ötmeye başladılar.
X
Şimdi gelinen nokta, büyük hasar gören Türk Silahlı Kuvvetlerinin yarası bir an önce sarılmalı ve güvenirliği yeniden sağlanmalıdır.
TSK de emir komuta zinciri parçalanmamalı, kurum kendi hiyerarşisine yeniden dönmelidir.
Çoğunluk elindeyken Kanun Hükmündeki Kararnamelerle yüce bildiğimiz meclisi yok sayan iktidarın, içerde bu kadar hainle, yanlış dış politikalarla dışarıda yaratılan bu kadar düşmanla nasıl başa çıkabileceğini herkes gibi ben de merak ediyorum.
X
İstanbul’da, her görüşten 5 milyon insanın bir araya gelip demokrasiye, laikliye, cumhuriyete sahip çıkması, dünyada bir ilktir sanıyorum.
“Rabbim ve milletim beni affetsin…”
Bu kadar kolay mı?
Günahlar var, veballer var, göz yummalar var, desteklemeler var.
Ve 15 Temmuz darbe girişimi var.
Bir daha sorayım; Kolay mı?
Hani “birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günlerde” diye başlayan bir sözümüz var ya, işte o birlik ve beraberlik tabanda sağlanmıştır.
Sıra tavandadır…
|