Emperyalist güçlerin gözü aydın.
Cennet ülkem adım adım işgale hazır duruma getirildi.
Böyle bir ortamda demokrasiden, hukuktan söz etmek çok komik geliyor bana.
Çevremiz ateş çemberi içindeyken ve biz bu ateş çemberinin tam ortasındayken, ne kadar rahat olabiliriz?
Çözüm üreten, akıllı devlet adamı sıkıntısı içinde bocalıyoruz.
Kapı komşu Irak’a demokrasi geldi(!)
Ne oldu?
Afganistan’a, Libya’ya demokrasi geldi(!)
Ne oldu?
Güney komşu Suriye’nin durumu ortada.
Tabana gaz vererek rahatlatmak, dünyaya meydan okumakla oluyorsa, biz çoktan dünyanın ağası olduk demektir.
Öyle mi oluyor?
Kafa tuttuğumuz dünya, biri gülerek ve ellerini ovuşturarak izliyor.
X
Samimi olduğuna inanmadığım bir çözüm sürecinden sonra ve çadır mahkemeleri kurmamıza rağmen şu gelişmelere bakın.
Cumhurbaşkanının MHP lideri Bahçeli ile görüştüğü günün gecesi, sabaha karşı HDP’li milletvekillerinin gözaltına alınması, eşbaşkanlar ve gurup başkan vekili dahil bir kısmının tutuklanması çok düşündürücü.
Üstelik bu tavrın, terör örgütünün elinde malzeme olacağını bile bile.
Bunların dokunulmazlıklarının kaldırılmasını üstünden yaklaşık 6 ay geçmemiş miydi?
Peki, 6 aydır neredeydiniz diye sormazlar mı?
Üyesi olduğumuz bazı dünya kuruluşlarının seslerine kulak asmamayı hiç anlayamıyorum.
Böyle bir kargaşanın gizli bir amaca hizmet edeceği için çıkarıldığını düşünen çok insan var.
Hem de dünya bizi endişeyle izlerken…
Bir suç varsa, suçlusu yargılansın ve cezasını çeksin ama hukuk içinde.
Yoksa bu tür kargaşalar, BOP’un hedefe daha çabuk ulaşması için midir?
Sözün özü; yangına körükle giden bir anlayış egemen.
Hem de sonunu hesaba katmadan.
Böyle giderse, zaten tökezleyen hukuk topal olur, demokrasi de alır başını gider.
Son soru; bu işlerin sonu ne olacak?
Çünkü konu vatansa gerisi teferruat.
Her şeye karşın hayata gülümseyerek bakmak gerektiğine inanıyorum.
Ne kadar iyimserim değil mi?...
|