Sivrisinek ilginç bir hayvan.
25 kilometre öteden insan kokusunu alabiliyor.
Yaz gelince insanları en çok rahatsız eden ufacık bir yaratık.
Bu kılcal hayvanı tek tek imha etmenin mümkünatı yok.
Ne yapacaksınız?
Ürediği kaynağı kurutabilmek için çeşitli çözümler üreteceksiniz.
Biz şimdiye dek böyle bir başarı gösteremediğimizden olsa gerek, sivrisinek türlerinden teke tek savaşıp duruyoruz.
Başarabiliyor muyuz?
Zor.
Başarabilir miyiz?
Bu kafayla, bu yöntemle iki kere zor.
Buna karşın her gün, “kökünü kazıdık, imha ettik” gibi devlet büyüklerinin demeçlerini gülerek izliyoruz.
Adam uyuşturucu bağımlısı, hiçbir geliri de yok, bizimkilerin kökünü kazıdık dediği baronlar, bu bağımlı adamı torbacı olarak kullanıyorlar.
Torbacı yakalanınca da haberler, “kökünü kazıdık” diye veriliyor.
İşin başındaki baron, ellerini ovuşturarak kıs kıs gülüyor.
“Terörün kökünün kazıdık”, ardından “terörü bitireceğiz”, daha sonra “ha bitti ha bitecek” gibi demeçleri düşünün.
Ve kendinize sorun; “terör bitti mi?”
Bir daha sorun; “uyuşturucunun kökünü kazıdık mı?”
Eğer bu iki soruya “evet” diyebilen varsa, çok duyarlı(!) çok akıllı(!) çok zeki(!) bir yurttaş olduğu için onun gözlerinden öpeceğim.
Bataklığı kurutmadan, sivrisinekle baş edemezsiniz.
Ve ne yazık ki bizim içimiz, dışımız, sağımız, solumuz bataklık olmuş.
Her şeye karşın güzel söylemler de var.
Örneğin; “dostlarımızın sayısını arttıracağız…”
Bayılıyorum bu söyleme.
Çünkü cumhurun başı da çıkıp, birilerine “kimsin sen, terbiyesiz” diye ince diplomatik bir dil kullanarak ders vermeye çalışıyor.
Dostlarımızın sayısı artıyor mu bilemiyorum.
Bana gelince; ben çimdi “çobanlık felsefesi” ni anlamaya çalışıyorum.
Zikrimizle fikrimiz uyuşmadıkça bu günlerimizi arayacağız gibi geliyor bana.
Dilerim yanılıyorumdur…
|