Dünkü yazımın son bölümünde “bu yasa önergesi geri çekilmelidir” demiştim.
Yazım daha yayınlanmadan önerge geri çekildi.
Bu konuda ayağa kalkan kadınları yürekten kutluyorum.
Eğer kadınlar konuyla ilgili duyarlılık göstermeseydi, meclisteki muhalefet falan filan sınıfta kalmıştı.
Hatta yüce meclise, konuyu protesto için gelen kadınların eziyet görmesi, görmezden gelinmesi, dışlanmak istenmesi ve meclise alınmaması çirkin ve yüz kızartıcı bir davranıştı.
Kimsenin yüzü kızarmadı.
Kimse utanmadı.
Bu kadar olumsuzluklara, engellemelere karşın, mecliste oylanmak istenen ahlaksızlığı aklama önergesi, gelişmeden, oylanmadan çökertildi.
Tek seçici, tek karar verici birilerinin talimatı olmasa, bu ahlaksız konu mecliste oy çokluğuyla geçip gidecekti ama olmadı.
Önergeyi verenler sınıfta kaldı.
Önergeyi destekleyenler sınıfta kaldı.
Kim kazandı?
Ahlaksızlık önergesine karşı diş tırnak yürüyen, haykıran kadınlar kazandı.
Burada muhalefet partilerinin pek etkinliği olmadı.
Kadınlar meclise gelip, muhalefet partilerinin boş salonlarını doldurarak çığlık attılar.
Hatta iktidar partisinin bayan milletvekilleri bile utançla suskun kalarak başlarını öne eğdiler.
Başbakan hazretleri, “ne oldu anlayamadık, kıyametleri kopardılar” diye feveran etmesini ise ben bile anlayamadım.
Ahlaksızlığı aklama konusu şimdilik buzdolabına kaldırıldı.
Yarın dolaptan çıkarılıp yeniden gündeme getirirlerse şaşırmam.
Çünkü biz buna benzer filmleri çok izledik.
Bir kez daha yazıyorum; çevremiz ateş çemberiyken bizim belden aşağı konularla uğraşmamız, acaba bir şeyleri örtbas etmek için midir?
Örneğin zamları, iyiye gitmeyen ekonomiyi, dostlar çoğaltalım derken düşmanları çoğaltmayı, Kıbrıs konusunu, Ege’de kaybedilen adaları…
Ne kadar karamsarım değil mi?
Benim kadar iyimser adam da karamsarlık batağına saplanıyorsa, gerisini siz düşünün…
|