Yurt içinden ve yurt dışından her gün gelen şehit haberleri bir türlü bitmiyor.
Şehitsiz günümüz yok.
Askerimiz Suriye’de bizim olmayan bir savaşın içindeyken, Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar sevişerek üremelerini hızlı bir biçimde sürdürüyorlar.
Öte yandan FTÖ operasyonları da aralıksız sürüyor ancak siyasi ayağına nedense bir türlü sıra gelmiyor.
Aslında bu örgütün siyasi ayağına sıra gelse, konu kökten çözülecek ama bir türlü olmuyor.
Çalışanlar, bir şey çıkmayacağını bile bile asgari ücret komisyonundan çıkacak sonucu bekliyor.
Yandaş gazeteler, “yüzde elliyi zor tutuyoruz” diye kışkırtıcı başlık atıyor.
Yani yaygın ve saygın basın, haberciliği bırakmış, senaryolar ve komplo teorileri üretiyor.
OHAL konusunda Cumhurbaşkanı ayrı Başbakan ayrı konuşuyor.
Bu arada benim necip halkım, “size de çıkabilir” sloganıyla piyasaya sürülen milli piyangonun yılbaşı biletlerini kapışıyor.
Bunca kargaşaya, bunca şehide karşın, iktidar partisinin genel sekreteri, her konuyu çözecek düşüncesini açıklıyor; “ana muhalefet partisinin lideri ulusal güvenlik haline gelmiştir…”
Başbakan yardımcısı, yeni anayasa hakkında konuşurken, “330 u aşacak duruma geldik” diye tabanını rahatlamaya çalışıyor.
AB’nin kararı konusunda da “ilişkilerin olumsuz yöne kaymasından Türkiye’den daha fazla AB’nin zararlı çıkacağını ifade etmek isterim” açıklamasıyla AB’ye gözdağı veriyor.
Bana gelince;
Bir gün iç açıcı, pembe ve okuyanı rahatlatan yazılar yazacağım umudunu hala taşıyorum.
Böyle karamsar yazılar yazmaktan ben de usandın ama ne yapayım ki durum böyle.
Dilerim yarınlarımız bu günümüzden daha güzel olur.
|