Son günlerde dolar yukarı doğru zıpladıkça her kafadan ayrı ayrı çözüm önerileri üretiliyor.
Muhterem Cumhurbaşkanı işçiye, memura, emekliye, köylüye seslenerek, doları bozdurup ya TL.ye ya da altına yatırmalarını öneriyor.
O her gün ayni şeyi söyledikçe, dolar da inadına zıplamasını sürdürüyor.
Şimdi memur kardeşim, yastığının altındaki 17 milyon dolarını TL.ye mi çevirsin, altına mı yatırsın, kara kara düşünüyor.
İşçi kardeşimin kulağı asgari ücret belirleme komisyonunda ama yastığının altında biriktirdiği 25 milyon doları için ne yapacağını şaşırmış durumda.
Yağışlar biraz yüzünü güldürdü ama köylü kardeşim ilaçtan, gübreden arttırdığı 28 milyon dolarını yastığın altından çıkarsın mı çıkarmasın mı bir türlü karar veremiyor.
Benim emekli kardeşime gelince, o daha da düşünceli.
Üç ayda bir aldığı aylığının, bir aylığıyla kıt kanaat geçinmeye çalışırken, geriye kalan iki aylığını dolara çevirip yastık altına koymuş.
Cumhurbaşkanının tavsiyesi üzerine yastık altındaki dolarını çıkarıp sayıyor, bakıyor ki 30 milyon doları olmuş.
Yaşlılığın verdiği kararsızlık içinde ne yapacağını şaşırıyor.
Esnafı sorarsanız, dükkanının kepengini kapatmış, “kalle” deki 40 milyon dolarını yastık altına koymuş, iki arada bir derede dükkanını ne zaman açabileceğinin kaygısı içinde.
Bunlar yastık altındaki dolarlarını çıkarıp TL.ye çevirseler ya da altına dönüştürseler, ekonomi rayına girecek ama işte onlar da tam bir inatçılık içinde ve doların dışında kimselere güvenemiyorlar.
Bu arada altını dolar doldurduğu için kabaran yastıklarına başlarını koyup yattıklarından, boyun fıtığı illetine tutulmuşlar, perişan durumdalar.
Boyun fıtığı nedeniyle başlarını bir tarafa çeviremediklerinden hep burunlarının dikine gidiyorlar.
Tulumbada suyun bittiğinden haberleri yok.
X
Bunca sıkıntıya karşın, Gaziantep’te “Hürriyet Şehir Buluşması” diye bir program düzenleniyor.
Hürriyet Gazetesi’nin anlı şanlı köşe yazarları, “yuvalama şampiyonası” na katılıp, becerebildikleri kadarıyla yuvalama yuvarlıyorlar.
Birinci gelene Bakan – Başkan Fatma Hanfendi tarafından bir tepsi baklava veriliyor ama öteki gurup gelip baklava tepsisini kaçırıyor.
Herkesler gülmekten kırılıyor tabi.
Tam bu arada aklıma hemen bir tekerleme geliyor; “Ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider ..maya.”
Uymadı derseniz, ben de “valla uysa da uymasa da” derim.
Gaziantep Milletvekili Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in, benim ne demek istediğimi herkesten önce anladığını düşünüyorum.
Hani ironi yapıyoruz ya!...
|