Yıllardır köşe yazıları yazarım.
Sanırım 50 yıla yaklaştı.
Bu süre içinde parmakla sayılacak kadar spor yazısı yazdım.
İyi bir spor izleyicisiyim ama bu konuda kalem oynatmak benim işim değil.
Bugünkü yazımda azıcık da olsa spora, özellikle de Gaziantepspor’un hazin durumuna değineceğim.
Sanayi kentiyiz, eyvallah.
Tarihin harman olduğu bir kentte yaşıyoruz, tamam.
Türkiye’nin de 6. Büyük kentiyiz.
Futbolda bir zamanlar fırtınalar estiren Gaziantepspor’umuza sahip çıkabiliyor muyuz?
Esefle belirteyim ki hayır…
10 yıldır “yönetim istifa” diye bağıran Gaziantepspor seyircisi, artık sahaya da gitmez oldu.
Yeni açılan stadyumda ilk maçını konuk Antalyaspor ile yapan Gaziantepspor, belki şeytanın bacağını kırar düşüncesiyle her zamanki seyirciden daha çok toplamış.
Çoğu Gaziantepspor taraftarı da yeni stadı merak ettiğinden gitmiştir.
Oyun Gaziantepspor aleyhine hezimetle sonuçlanınca, taraftar her maçta yaptığı gibi, “yönetim istifa” diye haykırmış.
Bu sırada bir gurup yönetim yanlısı da yönetimin lehinde bağırmaya başlamış.
Sporu, özellikle de seyircisi bol olan futbol takımını, bu işten anlamayanlar yönetirse olacağı budur.
Gaziantepspor her yıl direkten dönüyordu ama bu yıl göz göre göre ikinci lige doğru koşuşturmaya başladı.
Kulüp yöneticilerinden tık yok.
Pişkinlik diz boyu.
Gaziantep’te birilerinin artık taşın altına elini koyma zamanı çoktan geldi de
Geçiyor bile.
Futbolda nal topluyoruz.
Eğitimde son sıralardayız.
İşsizlik zirve yapmış.
Bunların üstüne bir de Suriyeli sığınmacıları ekleyin ve kendinize sorun;
“Gaziantep, Gaziantep olalı böyle zulüm gördü mü acaba?”
Yanıtınızı duyar gibiyim…
|