Bizde son yıllarda bir Osmanlı’cılıktır gidiyor…
Böyle olunca sanırım Cumhuriyete saldırmak da farz oluyor.
Bununla ilgili…
“90 yıllık reklam arası” diyen de çıkıyor.
“Prangalardan kurtulduk” diyen de…
Hatta
İşi çok ileri götürüp
“94 yıllık sarhoşların kurduğu rüya bitti” diyenler bile olabiliyor.
Tabi bunlar Osmanlı’cı olunca…
Öyle tarih okumakmış…
O tarihlerde neler yaşanmış mış…
Haliyle önemli falan da olmuyor.
İktidar sarhoşluğundan olsa gerek…
Cumhuriyet’e…
Atatürk’e…
Türk ulus kimliğine ne kadar yüksek sesle hakaret ederlerse…
O kadar taltif göreceklerini…
Birilerinin gözüne gireceklerini sanıyorlar ama iş o kadar kolay değil…
Bu fikir fukaralarının söylediklerini göz önünde bulundurarak diyelim ki bir an için 94 yıl öncesine yani Cumhuriyet öncesine döndük diyelim…
Ne göreceğinizi sanıyorsunuz?
Sanayileşmiş…
Tarımda kalkınmış…
Bilimde çok ileri gitmiş…
Dünyada hemen her konuda etkili hatta büyük devletlerle egemenlik savaşı yürüten…
Şirketlerinin dünyanın en ücra köşelerine kadar gittiği, çok gelişmiş…
Demokrasisinin ülkenin dört bir bucağına yerleştiği bir ülke mi?
Eğer gerçekten böyle bir düşünceye sahipseniz şu kadarını söyleyim, birileri sizi fena halde kandırmış…
Üstelik
Düşündüğünüzün tam tersi bir durum bile söz konusu…
Ayrıca o yıllarda ülkede kayda değer bir sanayi, ticaret olmadığı gibi…
Gelişmiş bir tarım falan da yok.
Zaten olanlar da yabancıların elinde.
O kadar ki, o yıllarda…
Limanlar…
Demiryolları…
Elektrik…
Bankalar…
Hatta bazı yerlerde su bile Osmanlı’nın değil yabancıların…
Tabi bu arada sarayın lüks tüketimi, Osmanlı’nın artık sefere çıkamaması ve ulus devletlerin bir biri ardına kopmaya başlaması nedeniyle borcun arşı alaya çıktığını…
Bu nedenle de alacaklı ülkelerin ülke maliyesine el koyduklarını…
Vergiyi onların topladığını sanırım söylemeye bile gerek bulunmuyor…
Tabi o yıllarda bırakın eşit vatandaşlığı, daha vatandaşlık bile söz konusu değil…
Yabancılar hemen her şeyde ayrıcalıklı.
Öyle ki…
Adamlar askere gitmeyip, vergi vermediği gibi mahkemelerde bile yargılanamıyor…
Öyle Kadın haklarıymış, seçimmiş, demokrasiymiş böyle bir şey de söz konusu değil…
Bakın tüm bunları söylerken zamanın hanedanının Mondros Ateşkes anlaşmasıyla teslim olduğunu…
Sevr’i kabul ederek Osmanlı’nın yok olmasının fermanını imzaladığını…
Yetmezmiş gibi…
Kuvayi Milliye’ye karşı Kuvayi İnzibatiye’yi kurarak dönemin emperyalistleriyle birlikte mücadele ettiklerini de unutmamak gerekiyor…
Demek istediğim…
Tüm bunlara rağmen bugün hala Osmanlıcılığı savunuyorsanız…
Ya ayrıcalıklardan yararlanan yabancı olmanız gerekiyor…
Ya da sömürü planları yarıda kalan emperyalist…
Değilse…
Ulusal ekonominin tasfiye edilerek…
Türk Milleti kavramının yadsınarak…
Türk Ulus devletinin parçalanıp federatif devlet oluşturulmaya çalışılması başka türlü nasıl açıklanabilir ki…
|