Ülke genelinde hava sisli.
Hem de yoğun bir sis bu.
Bu sisli havanın ancak 16 Nisandan sonra dağılacağı görülüyor.
Hani ne kaldı şunun şurasında 16 Nisana diyeceksiniz.
Doğrudur, yaklaşık 3 hafta daha dişinizi sıkıverin, belki o zaman sis dağılır, bahara kavuşuruz.
Bundan önceki seçim öncesi dönemleri gözümün önüne getiriyorum, bu referandum öncesi o dönemlerden hiç birine benzemiyor.
Bu 16 Nisanın adı zaten seçim değil, referandum.
Yeri ve zamanı değilken, hiç gereği de yokken, nerden çıktıysa bir referandum çıktı.
Televizyonlarda haber dinleyemez olduk.
Gazetelerde haber okuyamaz olduk.
Dinlediğimiz ve okuduğumuz haberlerin tümü, referandum öncesi, ülkeyi yönetenlerin yüksek perdeden birbirlerine sataşması.
Başka bir şey gören var mı?
Ankara, toplumu iki seçeneğe kilitledi.
Biri hayır öteki evet.
Böyle olunca da muhterem halkımız kendi arasında “hayırcılar – evetçiler” diye iki bloka ayrılıverdi.
Bu ayrışmayı 16 Nisan referandum sonrası ortadan kaldıracak mı?
Sanmıyorum.
Bana göre bu ayrışma daha da derinleşecek.
İşte o zaman bu cennet ülkeye ve bu cennet ülkede yaşamaya çalışan aklı başında halka yazık olacak.
Baksanıza, devleti yönetmek için Ankara’da toplanmış büyük adamlar, iktidarıyla, muhalefetiyle Anadolu’ya dağılmış, evet – hayır propagandası yapmak uğruna, ağızlarına geleni birbirlerine söylüyorlar.
Söyledikleri de aklı başında yurttaşların pek hoşuna gitmiyor.
Hatta “yahu bizi yönetenler bunlar mıymış?” diye birbirlerine sorar olmuşlar.
Ve politikanın, halkı yönetme sanatı olmaktan çıkarılıp ne hallere getirildiğini görerek eziliyorlar, üzülüyorlar.
Bu ülke ve bu ülkede yaşayan iyi insanlar, böyle bir politikayı hak etmiyor.
Evet sayın seyirciler, ülke genelinde hava durumu sisli ve puslu.
Gerginlik ve güvensizlik sürerek hep böyle giderse ve önümüzdeki 3 hafta içinde hava düzelmezse 16 Nisandan sonrayı düşünmek bile istemiyorum…
|