Güçlü olmak ile inatçı olmak arasında büyük fark vardır.
Hele de gücünü halktan alanların, birçok konuda inatçılık yapmaları, yanlışlıkları beraberinde getirir.
Gururlu olmakla kibirli olmak arasında da dağlar kadar fark vardır.
Dindar ile kindar arasındaki fark ise, salt bir kafiyeden ibarettir.
Çünkü gerçekten dindar olan biri asla kindar olmaz.
Bütün dinler böyle emretmiştir.
En doğrusu onurlu ve erdemli olmaktır.
Zira onur ile erdem, birbirini tamamlayan ve her insana yakışan kutsal kavramlardır.
Kıytırık ve geçici bir makam uğruna, üç beş kuruşluk çıkar için yaşayan insanlarda onura ve erdeme rastlayamazsınız.
Bu türlerde inatçılık vardır.
Kibir vardır.
Dindar geçinir ama kindarlık vardır.
Uzlaşma yoktur…
X
Hassas olduğunu bildiğim böyle bir konuya neden girdim?
Seçenekleri “evet” ile “hayır” olarak belirlenen bir referanduma gidiyoruz.
13 gün sonra sandığa gidilecek.
Sandıktan çıkan sonuca göre ülke yönetimi şekillenecek.
Ancak 2 maddesinin dışında geriye kalan 16 maddenin 2019 yılında işlerlik kazanacağı bilindiği halde, ülke genelinde kıyametler koparmaya bir anlam veremiyorum.
Görünen şu ki; sanki yeni bir seçime gidiliyor.
Oysa seçim yok, referandum var.
İşte burada inatçılığın ve kibrin devreye girdiğini görüyoruz.
Çevremize bakıyoruz, akıllı bildiğimiz bazılarının aklıyla hareket etmediklerine tanık oluyoruz.
Ve üzülüyoruz…
Hayırlısıyla önümüzdeki şu 16 Nisanı onurlu ve erdemli bir biçimde atlatırsak belki düzlüğe çıkar, bahara erişiriz.
Çünkü bazı şeyler uzlaşma olmadan, kibirli bir inatçılıkla gerçekleşemiyor.
Yüce mevlam hakkımıza hayırlısını versin…
|