Ne çukuru? Diye sormanıza hiç gerek yok.
Bu şarlatanların kendilerinden farklı düşünen herkese bu çukurdan attıklarını düşünürseniz sanırım…
Ne çukuru olduğuna ilişkin bir fikriniz olur.
Tamam
Bu kişiler bu ve benzeri davranışları ilk kez yapmıyorlar ama hiç bu kadar pervasız da olmamışlardı.
Peki, o halde neden durup dururken bu kadar tepki uyandıran bir söylemde bulundular dersiniz…
Ya da işin daha da vahimi…
Hadi bunlar bir şekilde birilerinin gazına geldiler diyelim…
Bugün oturdukları makamları tamamen Atatürk’e borçlu olanlardan en küçük bir ses gelmemesi sizce…
“Sükut ikrardan gelir.” özdeyişini doğrulamaz mı?
Aslına bakarsanız bu türden olayları ilk kez yaşamıyoruz ama bu türden saldırıların çok sık olarak…
Üstelik gazeteci denilen hep aynı şarlatanlardan gelmesi…
Ülke yöneticilerinin ise…
Bu tür saldırılara karşı sürekli kayıtsız kalıp, sessizlikle geçiştirmesi…
İster istemez herkeste…
Ülkede yapılmak istenen değişiklerle ilgili tepkiler mi test ediliyor? Gibisinden bir soruyu da akla getirmiyor değil…
Diyeceksiniz tamam da…
Bu yaşananların uygulanan politikalarla hiç bir bağlantısı yok mu?
Yani konu sadece bir kaç densizin sözlerinden mi ibaret?
Doğrusunu isterseniz…
Bu konu ülkemize biçilen başkanlıkla doğrudan ilgilidir…
Çünkü
Nasıl bir başkanlık veya ülke olacağımız konusunda herhangi bir fikriniz varsa zaten kimsenin bir şey söylemesine gerek yok, siz zaten olayı anlamışsınız demektir…
Ama yoksa konuyu biraz olsun açıklamak gerekmektedir…
Sahi nasıl bir başkanlık getirilmek istenilmektedir biliyor musunuz?
Ben söyleyim;
Çok kimlikli, çok kültürlü federatif bir başkanlık…
Daha basit anlatayım…
Tek millet esasına dayalı olmayan, çok milletli, belki çok dinli, eyaletli, dini bir devlet.
Peki, Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana birlikte omuz omuza vererek, acıyı…
Sevinci…
Yokluğu…
Savaşı paylaşıp…
Sonuçta bugün…
Tek bayrak, tek dil, tek vatan da ifadesini bulan Türk Milleti, nasıl etnik ve dini kimliklere ayrıştırılabilir hiç düşündünüz mü?
Aynen bugünkü gibi…
Atatürk’e hemen her fırsatta saldırtılır…
Özel hayatı didik didik edilerek en küçük bir bilgi kırıntısı bile çarpıtılarak ortaya atılır…
Tek ulus olmak için yaptığı hemen her şey diktatörlük olarak nitelenip…
Sözde demokratiklik adına tartışmaya açılarak, çok kimlikliliğin demokrasi, özgürlük olacağı düşüncesi ortaya atılır…
Ardından da hemen her türden etnik ve dini kimliklere, tarikat ve cemaatlere fırsat tanınarak…
Sözde demokrasiye geçiyoruz adı altında…
Toplum tek milletten…
Çok millete yani…
Federatif bir başkanlığa geçirilir…
Ama
Bunun için önce Atatürk’ün itibarsızlaştırılması…
Ardından da…
Ulus devletin anti demokratik, baskıcı ve zorba olduğunun gösterilmesi gerekiyor…
Yapılan budur.
|